Son günlerde Latife Tekin külliyatıyla haşır neşirim.
Kitapların çıkışını takip ettiğim onca sene içinde kaç defa başlayıp yarım bıraktığım kitaplarını arka arkaya sesli kitap olarak dinliyorum.
Dinledikçe "ben kitapları neden okuyamadım acaba" düşüncesi kafamda dolanıp duruyor.
Zararın neresinden dönülse kârdır demişler, neyse...
Öğlene doğru yürüyüşe çıktım, kafamda belirli bir rota olmaksızın. Hedefim de yoktu. henüz evden fazla uzaklaşmamıştım, uzun zamandır konuşmadığım bir yakınımı aradım. Havadan sudan derken, konuşma bittiğinde bir de baktım sahile gelmişim bile.
Hava güneşliydi, hafta sonundaki bunaltıcı lodos yerine tatlı bir poyraz vardı. Gökyüzü oldukça berraktı, gerçi Yalova kıyısı pek net değildi ama adalar güzel gözüküyordu.
Deniz durgundu ve sanıyorum ılıktı çünkü hafta arası olmasına rağmen denize giren epey insan vardı.
Beltur'da oturdum bir sade kahve içtim, denizin ışıltısını seyrettim.
Beltur'da kasa kuyruğunda beklerken kadıncağızın birisi neredeyse üzerime çıkacak kadar yakın durdu. Hani kara yolunda arabalar öndekinin kı.ına kadar yanaşıyor ya tam olarak o durumdaki gibi. Neden acaba, bir fikri olan var mı?
Ders vermek ya da kavga çıkarmak niyetinde olmadığım için, biraz ters baktım, biraz daha geniş yer kaplayacak şekilde durdum, anladı mı densizliğini pek emin değilim.
Güneşli Ekim günü öğlen saatlerinde sahilimiz,
Denize girenler, mendirek arkasında tekneler, arkada Kınalı ve Burgaz, yukarıda rüzgârla kadraja giren söğüt yaprakları,
fotoğraf yine ne güzel :)
YanıtlaSilbazı kitapların zamanları oluyor. o yüzden okuyamamışsındır, şimdi dinleyebiliyorsundur bence :)
beltur'daki kadının bir niyeti olduğunu düşünmüyorum. düşüncesizlik, densizlik, görgüsüzlük gibi bazı sıfatlar sayabilirim ama! bulaşmamakla iyi etmişsin :)
Teşekkür ederim canikom. :)
SilEvet haklısın, bazı kitapların, filmlerin zamanı gelince daha iyi sindiriliyor.
Kadıncağızın davranışı "sınırlarının farkında olmamak" olarak özetlenebilir.