Bu sabah da dünkü gibi erken vakitte sokağa çıkmayı ve bir iki iş halletmeyi umuyordum. Saat 11 olmamıştı apartman merdivenine adımımı attığımda ve fakat hamama girmiş gibi oldum, hem güneş hem rutubet birlikte yakıyordu. İstanbul'da en zoruma giden hava durumuna geldik yine, sıkacağız dişimizi çaresiz...
Mine Söğüt'ün "Beş Sevim Apartmanı"nı dinlemeye başladım. En sevdiğim tür değil, itiraf edeyim. Ancak masalsı anlatımı ve sürükleyiciliği cezbetti, doğrusu.
Diğer yandan kızımın kitaplığını karıştırırken bulduğum ve daha önceden bilmediğim bir George Orwell kitabı aldı götürdü beni; "Paris ve Londra'da Beş Parasız".
20. yüzyılın başlarında önce Paris'te başlayan ve Londra'da devam eden meteliksizlik günlerini anlatırken, neredeyse varlığı göz ardı edilen, sadece parasız değil aynı zamanda işsiz, evsiz, aç insanların dünyasına götürüyor okuru.
Bugün Crown'dan iki bölüm izledim. Tam kraliçe büyükanne olunca cazibesini kaybetti, dizi ekseninden kaydı diyordum ki, fikrimi geri aldım, entrika devam ediyor.
George Orwell'dan son keşfim...
Mine Söğüt'ün kitabı için hissiyatım tam da bu :) Çak dostum :)
YanıtlaSilCrown sardı seni de iyice :)
Çak Şulem!:))
SilCrown sardı, hem de nasıl; hem izleyip sona geleyim istiyorum hem bitmesin istiyorum. Her bölümde tarihi bilgileri kolaçan ediyorum, hatırlamaya çalışıyorum. :)
Özledim sizi:)
YanıtlaSilBen de Sezerciğim <3
SilDönünce ilk fırsatta buluşalım. :)
Ben de Mine Söğüt'ün sanırım en deli kitabını okumaktayım Sevgili Okul Arkadaşım, şu an masamın üstünden bana göz kırpıyor, Gergedan:)
YanıtlaSilBeş Sevim Apartmanı bitti Sevgili Okul Arkadaşım. Deli Kadın Hikayeleri ve Gergedan'a bir baktım, devam etsem mi dedim. Sonra, şimdilik bu kadar Mine Söğüt yeter dedim, bir cesaret bulursam ileride tekrar bakarım, belki. :)
SilDizi aşırı iyi bence. Her bölümü bir film tadında :) Diana'lı sahnelerin ise tadından yenmez :)
YanıtlaSilTam da Diana'nın TV röportajının yapıldığı ve yayınlandığı bölümdeyim. :)
Sil