Haftanın ortasını doktordu, sonuçtu işleriyle geçirdikten sonra bugün aniden sosyal bir gün oluverdi.
Sabah ekmek pişirdim, sonra pazar işleri peşine düştüm, öğlende kaçırdığım dersleri telafi için haftanın tek pilates dersine gittim.
Öğleden sonra kitap kulübümüzün toplantısına gittim. Kulübümüzün yıllarca toplandığı sevgili F. hanımın ofisinin bulunduğu bina kentsel dönüşüme girdiği için, yılbaşından beri toplantılarımızı sırayla evlerde yapıyoruz.
Bu defa Kalamış'ta Marina'ya ve daha pek çok şeye tepeden bakan, açık manzaralı bir evdeydik. Şansımıza sabahberi hava yağmurlu ve gri bulutlu. Bize yetişemese de akşamüstü biz kalkarken yavaştan güneş belirmeye başlamıştı.
Çocukluğunda TRT dinleyenlerin -eminim tümünün- hatırlayacağı bir klasik müzik parçasıyla huzurdan çekiliyorum.
Ponchielli'nin "La Gioconda" operasının 3. perdesinden Saatlerin Dansı başlıklı bölüm.Hatırladınız değil mi?
Özellikle 8. dakika ve sonrası belki daha aşina gelecek.
hava açsam mı açmasam mı şeklinde bir kaç gündür ama yine de bahar işte...
YanıtlaSilsenin cuma günlerin hep çok aktif geçiyor zaten şekerparem:)
Cumalar evet öyle canım, elde var koşturmaca da bazen üstüne ek geliyor işte. :))
SilBahar, umut, yenilenme ve daha ne istersen... :)