30 Ocak Salı

Bugün rüzgar vuu vuuu sesler çıkararak esti durdu. Rüzgar esmiyorken özellikle sabah erken saatlerde sulu kar ve yağmur hızlı hızlı yağdı. Bir ara bizim mahallede sulu kar yağıyorken, sanırım o sırada Maltepe tarafında bol güneş vardı.

Hava durumuna sardırmış gibi duruyorum, zira gündem insanı tepe sersemi etmeye birebir, ancak böyle akıl sağlığım bir nebze var gibi...

Dün gece daha tilki uykusundayken uykum kaçıverdi. Yine kitaplara sığındım. Önce Nermin Yıldırım'ın Bavula Sığmayan isimli öykü kitabını dinlemeye başladım. ( Kitap kulübümüzdeki arkadaşların öneriydi.) 

Belki uyurum niyetiyle biraz daha sağdan sola, soldan sağa dönünce bu defa İsabel Allende'nin Violetta'sını elime aldım, güzel başladı ve 36. sayfada yeni karakter olaya dahil olup konular canlanmaya başlıyorken bıraktım. 

Bugün önce annemin dünden sipariş verdiği mantar çorbasını yaptım, sonra zeytinyağlı pırasa. 

Özellikle annem için yaptığım sebze çorbalarını hep aynı mantıkla yapıyorum; sebzeyi bol soğan ve sarımsak eşliğinde soteledikten sonra varsa et suyu ekleyip pişiriyorum. Sonra da blenderle çekip, baharatlarını ekleyip bir kez daha kaynatıyorum. Bu defa et suyu yoktu, blenderle çekerken süt ekledim.

Öğleden sonra kardeşim geldi, ben mutfakta kestane pişirirken, kardeşim kızıma örgü hocalığı yaptı. Kız kıza oturma partisini kestane üstü çay içerek tamamladık.

Gecenin kurtarıcısı, Violetta, Isabel Allende'nin son yayınlanan romanı,