Dünün sürprizinden söz edeyim önce.
Akşamüstü bir film izlemeye başladım, bitiremedim, son yarım saatini gece izledim, filmin son jeneriği geçerken, yerimde kaldım bir süre, zira Joyland isimli filmin diline ve cesaretine hayran kaldım.
Filmin yönetmeni Pakistanlı Saim Sadiq genç bir yönetmen, 1991 doğumlu, antropoloji eğitimi üstüne Amerika'da sanat okumuş. Joyland 2022'de Cannes'te gösterilen ilk Pakistan filmi ve aynı sene en iyi yabancı film Oscar adayı olmuş.
Joyland, benim izlediğim ilk Pakistan filmi olsa gerek, daha öncesinden hafızamda bir Pakistan filmi izlediğime dair bir not bulamıyorum. MUBİ'de Joyland'in tanıtımında "quir filmi" ifadesi geçiyor, bu bence filmi eksik hatta yanlış tanımlıyor. Filmi, daha çok tutucu bir toplumdaki değerler silsilesi arasında sıkışan kadının özgürlüğü hatta bireyin isyanı açısından okumak, olanı anlamak konusunda daha geniş bir bakış açısı sağlıyor.
Diyeceğim, bir ara Başka Sinema'da da gösterilmiş bu filmi bulunca izleyiniz, değecek.
Bugün sabah yine yağmurumuz vardı, çok şükür.
Sabah oğlum "buz gibi" diyerek, işe giderken sımsıkı giyinmiş halini gösterir fotosunu gönderdi. Geçen kış orada da nispeten ılıman geçmişti, bakalım bu sene nice olacak?
Apartman bahçesindeki güller kendilerini Mayıs'ta sanarak, her lodosta bir kaç tane açmayı sürdürürken,
Ekim ayını tek gülle geçiren balkondaki saksı gülü son lodosta atağa kalktı,
Ha gayret, açtı açacak!
Film dikkatimi çekti bakacağım.
YanıtlaSilUmarım seyir zevki verir. Sevgiler. :)
Silçiçeklerin goncalanması, ağaçların çiçeklenmesi kadar umut veren çok az şey var hayatta bence :)
YanıtlaSilHaklısın cancağızım, onlardaki enerji ve bitmez tükenmezlik hayatın kendisi adeta. :)
Sil