22 Kasım 2023 Çarşamba

22 Kasım Çarşamba

Dün gece henüz uyumuştum, sokaktan sesler daha doğrusu  bağırışmalar geldi. 
Nadiren gece vakti böyle ses yükselir sokaktan. Genellikle bir kaç genç bağırış çağırış yolan geçmekte olurlar, sesler kısa zamanda azalır, biter. Tek tük kadın erkek kavgası sesi geldiği de olmuştur. Bu defaki daha kalabalık bir gruptu ve sesler iyice yüksek perdeden ve kavga gibiydi. 
Merakımı yenemedim, kalktım, salonun penceresinden kendime duvarı siper alarak baktım. En az yedi sekiz genç erkek kavga ediyordu, bir tanesi yerdeydi, bir iki tanesi ona bir kaç tekme savurdu.
Neyse ki dayak faslı öylece kaldı uzamadı, yerde yatanı kaldırıp apar topar hemen yanda duran bir arabaya tıkar gibi bindirdiler. Sonra, bir yandan küfrederek iki ya da üç kişiyi daha arabaya tıktılar. Defolup gitmelerini haykırdılar. Arabadakiler dışardakilere laf mı söyledi, yoksa dışardakilerden biri hırsını alamamış mıydı anlamadım, bir adam arabanın arka stop lambalarına, arabanın kaportasına tekmeler atmaya başladı. 
O esnada araba, gaz fren karışmış halde hoplaya zıplaya hareket etti ve uzaklaştı. Sokaktaki beş altı kişi aynı yönde yürüyerek uzaklaşırken, arabaya tekmeler savuran halen hırsını alamamış gibi söylenmekteydi. Pencereyi kapattım yattım, haliyle uykum kaçtı, bir süre dışarıyı dinledim, sesler kesildi, çevreden bir kaç kapı pencere kapanma sesi duydum, benim gibi seyirci olan, ne olduğunu anlamaya çalışan diğerleri de evlerine çekildi sanırım. 
Sabah sokağa çıktığımda, arabanın durduğu, tekmelendiği yere baktım, kırmızı beyaz cam kırıkları yayılmıştı. İki saat sonra o kırıklar görünmez olmuştu. Sanırım gelen geçen arabalar kırıkları ezdi, yaydı. Kırıkların izleri de olmasa, dün gece kabus gördüm, birileri sokağın ortasında kavga ediyordu, diyecektim.
Bu da böyle bir acayip olay işte...



Dün gittiğim Cumhuriyet'in Yüzü sergisindeki eski zaman afişlerinden bir tanesi,
"İnhisar Likörlerini İçiniz"
Bulsak içerdik...

8 yorum:

  1. Ayy ne güzel olurdu o inhisar likörleri, bizde minyatür şişelerin içinde bir seri vardı çocukken, ne merak ederdim tatlarını. Mücevher gibiydi görünüşleri. Sonraları tadına da baktık elbette, olsa da içsek...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bırak likörleri, fabrikası bile yok artık. Mecidiyeköy'dekini yıkıp kocaman bina diktiler yerine...

      Sil
  2. ay ne kadar gerilmişsindir kimbilir. herkes asabi ve gergin artık ne yazık ki. kimin kime, ne zaman, nasıl patlayacağı belli olmuyor :(

    ve evet, haklısın, bulsak içeriz :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En kötüsü de uykudan kavga sesiyle uyanmak. Tabii ki, birisinin yerde tekmelendiğini görmek filan da çok beter bir durum. Ne desem boş, toplumsal isteri aldı başını gidiyor. :(
      Onu bulamadığımız için kendimiz yapıyoz. ;)

      Sil
  3. Korkuyorum ben böyle kavgalardan, birden silahlar çekilecek ve kaza kurşunları yine masumları hedef alacak gibi korkularım var... Ama bir kadınla bir erkek kavga ediyorsa tam tersi, içimden bir aslan çıkıyor koşuyor karışıyorum, bir gün başıma bir iş gelecek.. Annem dedi ki "kızım karışma bazen sana ne kocamdır sever de döver de der sen kendin dayak yediğinle kalırsın"... Ay bilemedim, yine de duramıyorum, kadınsa çocuksa burnumu sokmadan duramıyorum....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tam olarak silah çekilecek ve patlayacak korkusu duydum ben de, o nedenle saklanarak baktım ne olduğuna. Yoksa balkona çıkıp, bırakın kavgayı evladım, derdinizi konuşarak hallediverin demek isterdim.
      Kadın erkek kavgası da tehlikeli aslında, annenin sözü bizim toplum için geçerli sahiden. Çocuk konusu gerçekten başka, orada korunması gereken kişi en savunmasız olanı. :(

      Sil

Hoşgeldiniz!