Sabah ezanında uyandım, telefonumun internetini açtım, tahmin ettiğim mesaj gelmiş, oğlum havaalanından işler yolunda mesajı atmış. Az sonra boarding completed mesajı da geldi, uçuşu takibe başladım.
Biraz kitap dinledim, Akutagava'nın Cehennem Tablosu isimli uzun öyküsü etkileyici, biraz korkutucu yine de güçlüydü.
Madem erkenciyim, yürüyüşe çıkayım düşüncem çok yerindeymiş. Sahile yürüdüm ve gördüm ki lodos delirmiş, savurup durmakta, deniz coşmuş dalgalar sahile vuruyor. Yürüyüş yolunda biraz dalga serpintisi bile yedim, keyifliydi.
Sahilin dalgalı fotoğrafını çekip çocuklara gönderdiğim sırada oğlumdan "indik" mesajı geldi.
Eve dönüş yolunda kızım aradı, o da erkenciydi, epeydir uzun konuşmamıştık, derin konulara daldık, iyi oldu.
Halk Ekmek kulübesinden anneme istediği ekmeği alırken gördüm, taze simit vardı, tanesi 7 liraydı hem de. Aldım bir tane, bu sabahın kahvaltısını simitle yaptım.
Dün son dakikada oğlumun bavuluna koyması için buzluktan simit çıkardığım ve kuzenimin "dolu bavulda bile simit için her zaman yer bulunur" dediğini hatırladım. Gerçekten öyle, bavulda da mide de simit için her zaman yer oluyor.
Uzaktan bakarken denizin rengi yeşile çalıyordu,
Video çekseymişim, dalgaların sesi duyulurdu...
Uçları dantelli kloş bir etek olmuş deniz :))) Allah kavuştursun tez zamanda...
YanıtlaSilSağol Leylakcığım, amin. :)
SilLodoslu deniz güzeldi gerçekten. :)
Allah kavuştursun tekrar
YanıtlaSilAmin Özlemciğim. :)
SilAllah kavuştursun sevgili Ekmekçikız.
YanıtlaSilJoe'cuğum sağol canım. :)
Silallah kavuştursun canım benim. ve evet, simit için her zaman yer vardır, her yerde :)
YanıtlaSilAmin cancağızım. :)
SilHiç olmadı, simiti sırt çantasına atacaktım zaten. :)
Simit vazgeçilmezdir :)
YanıtlaSilKesinlikle. :)
Sil