2 Ekim Pazar

* Dün gece uyudum desem yalan olur, belki bir ara yorgunluktan sızmışımdır.

Akşam yaşanan mutlu olayın heyecanı bir yandan, içilen çayların kahvenin bünyedeki uyandırıcı etkisi diğer yandan, pencere açık yattığımız için gecenin bir vaktine dek dışarıdan sızan sesler diğer yandan uyanık olma haline değerli katkılarını esirgemediler.

Olsun varsın birazcık uykusuzluk, güzel anılar bunlar.  Hayat akışında önemli olayları say dersen, insanın evladının mürüvvetini görmesi ilk sıralarda yer almaz mı?

Darısı bu satırları okuyan dostların başına diyeyim.

** Sabah toparlanıp otelden çıktık, C.ciğimin ailesinin "sabah birlikte kahvaltı yapalım" arzusuna keyifle uyarak oğlumla birlikte Atatürk Orman Çiftliği yakınında bir mekana vardık. Oğlumun babası, eşi ve kardeşi o sırada Anıtkabir ziyaretinde idiler. Biz kahvelerimize geçmeden önce onlar da bize katıldılar.

Kahve sohbetinden sonra yolcu yolunda gerek dedik, vedalaştık, İstanbul'a doğru yola çıktık. 

*** Kızılcahamam'ı geçtikten sonra hava iyice kapattı, yağmur serpiştirmeye başladı. Bolu civarında öyle bir yağmur bastırdı ki, silecekler yetişmez oldu. Bir taraftan dağdan inen yağmur bulutları, diğer taraftan sis derken, dünkü ve bu sabahki yaz mevsimi birden kışa dönüverdi. dağı inip düze döndükçe yağmur sakinleşti, Hendek civarında yeniden güneş bile açtı.

Hayat da böyle değil mi zaten? 

Dip Not:

Bütün bir yaz başını beklediğim domateslerin ürün hali,

Tadına bakmak için yarın sabahı bekliyorum,