* Epey zamandır ilk kez dışarıya çıkmadan bir gün geçirdim.
Dünkü deli poyraz yağmur bulutlarını getirip yığdı ve yağmur başladı. Gerçi bizim yaz köşesi mahallemiz sadece akşamüstü yarım saat kadar hızlı bir yağmur aldı, kalan zamanda ince ince yağdı, yine de gün boyu bulutlar ve yerlerdeki ıslaklık eksik olmadı.
Sabahın karanlığında Ludovico Einaudi'nin Le Onde / Dalgalar isimli parçasını dinleyerek başladım güne. Einaudi, bu besteyi Virginia Woolf'un Dalgalar romanını okuduktan sonra, eserden etkilenerek yapmış. Dinlemek için tık, lütfen.
** Bugünkü tamamen kapalı hava, artık şu vantilatörleri yatak altı bazalarındaki yerlerine kaldırmam gerektiği konusunda uyarı gibiydi. Yaz başında söylene soflana monte ettiğim biri ayaklı diğeri kısa iki vantilatörü sardım, kaldırdım. Buyrunuz dedim kendime, işte o çok daraldığın, söylendiğin nemli sıcaklar da geçip gitti.
Mevsim değişikliklerinde evde yapılan bazı işlerin, hareketlerin bir tür belirteç olması ne kadar ilginç değil mi?
*** Öğleden sonra yönetmen Lisa Azuelos'un filmi "Dalida"yı seyrettim. Dalida, oldum olası sesini çok sevdiğim, şarkılarının kimisindeki enerjiye, kimisindeki hüzne, sesiyle o duyguları insanın içine işletmesine hayran olduğum bir şarkıcıydı.
Bu dünyadan geçer ve insanların kalbine dokunurken kendisinin yaşadığı ağır dramları öğrenmek, belki de o sesin nasıl öyle duyulabildiğini anlamama dokunaklı şekilde yardımcı oldu.
Film hakkında bilgi için, buraya bakabilirsiniz.
Dip Notsuz...
ben de geçen hafta kaldırdım vantilatörleri, büyük bir mutlulukla elbet :)
YanıtlaSilDeğil mi? O sıcak havanın bunaltısını hatırlatan şeylerden uzaklaşmak iyi geliyor. :)
Sil