Nitekim, bugün sadece kıyı değil uzaklar bile kabarmış kuzulamıştı.
** Dün akşam büyük dayım arayıp yarın gel dedi. Ikiletmedim, olur geliyorum dedim ve sabah yola çıktım, Gümüşlük'ten gelip Turgut Reis'e gidecek minibüse binmeden maskemi taktım, yola koyulduk.
Turgut Reis'ten tekrar bir minibüs daha bu defa Akyarlar'a doğru devam ettim ve son durakta indim.
*** İki gün önceki Kos manzaralı denizden sonra bu defa Reşadiye yarımadası (Datça) manzaralı denizde yüzmek nasip oldu. Yarımadanın denizlerini fırdolayı dönmek ne mümkün, o kadar çok koy var ki, bunlar bize yakın mesafeler sadece.
Tabii ki asıl önemlisi dayımla tatlı tatlı sohbet etmek oldu. Üstelik ev civarında gelen giden, temizlik tadilat, ilaçlama vs. her türlü hareket varken...
Dip Not:
Manzaranın bir kısmını yedi senede bir çiçek açan ve bu sene açıp meyveye dönmüş efsane kaktüs oluşturuyor,
Agave huzurlarınızda!
Kıyılar “kuzulamış” sözünü bilen denizcidir ;) Ah bayılırım o tabire ve de o havalara o sulara, keyfini 4-4lük çıkartmaya devam <3
YanıtlaSilBen de çok severim "kuzulamış" denizi izlemeyi, C.ciğim. :)
SilTad çıkarma konusunda elimden gelen gayreti gösteriyorum. ;)
aaa e ben hiç bilmiyormuşum bu kaktüsü. ne güzelmiş oysa...
YanıtlaSildayılar candır, ne iyi etmişsin gitmekle...belki bir gün ben de dayımı yazarım blogta. kalbimdeki daimi ağrıyı...
Gerçekten güzel bir kaktüs, karakterli. ;)
SilDayılar candır, yaz canım iyi gelir. :)