Sabah denizini yine de denedim, baktım akıl kârı değil uzunca bir yürüyüş yaptım, dalgalarla oynayarak sahilden yürüdüm, sonra fırından simit alıp içerden döndüm.
** Öğlene doğru havuz başında gölge bir şezlong buldum oturdum, kitabımı okudum. Çehov'un Bozkır isimli romanına başladım, "yaratıcılığının dönüm noktası" kabul edilen bu hikaye/romanı keyifle okudum ve artık az kaldı bitiyor.
Kitaptan şu cümleyi aktarmak isterim, " ... yeni tanıdığı bu insanların hepsinin, yaşlarının ve karakterlerinin farklı olmasına karşın onları birbirine benzer yapan ortak bir özellikleri olduğunu anlamıştı: Hepsinin de geçmişi çok güzeldi, bugünü ise hiç güzel değildi; istisnasiz hepsi de geçmişinden hayranlıkla söz ediyordu, bugününden ise nerdeyse nefret ediyordu. Rus insanı anımsamayı sever, yaşamayı sevmez..." sf 65.
*** Akşamüstü sevgili dostlarım S. ve A. ile buluştuk. Önce Gümüşlük gidelim diye düşünmüştük, sonra fırtınanın az etkilediği kuytu bir masa bulunca Kadıkalesi'nde kaldık, iyi de oldu.
Mezelerin, balığın, rakının ve en önemlisi sohbetin muhabbetin tadı ve lezzeti damağımızda kaldı.
Dip Not:
Havuz başındaki sarmaşığın çiçekleri,
Bu nasıl güzelliktir a dostlar!
"anımsamayı sever, yaşamayı sevmez" ne çok üzerinde düşünülesi..
YanıtlaSilAy çiçeğe ben de hayran kaldım yalnız :)
Sevgili Mimoza
SilBu cümleyi okuduğumdsn veri, hem de başımı aşağı yukarı sallayarak, aklımdan geçirip duruyorum. :)
Çiçek efsane! ;)
yazıları kaçırmışım, geriden gelip okudum. Biz zamanlar bir gazetenin kenarında okumuştum: "bu günler çabuk geçse de güzel güzel ansak." Üstüne çok düşünmüştüm hala da bazen aklıma gelir oysa üstünden onyıllar geçti. Çehov'un sözü de bence aynı şeyi anlatıyor.
SilBak bu da iyi bir dilek Joecuğum, "günler çabuk geçse güzel ansak". :)
Siloh bu Bodrum tatili, sevdiklerinle buluşma zamanı oldu aynı zamanda, ne güzel, ne güzel. çoktan hak etmiştin bu tatili canımın içi :)
YanıtlaSilŞulem bu defa güzel denk düştü, bir haftada İstanbul'da göremediğim kadar çok arkadaş gördüm, sanat faaliyeti izledim. Bahtiyarım. :)
Sil