30 Eylül Cuma

 * Günü bitirirken haftayı da ayı da bitiriyoruz, yarın Ekim başlıyor. 

Öyleyse, sonbahar uğurlu gelsin.

On gündür süren koşuşturmacalarımızda yarın bir dönemeç daha alacağız.

Yaşarken hızlı çekim geçen bu günleri nihayetinde size de anlatacağım, az kaldı.

** Bugün yine sıcaktı, hem de yaz sıcağı gibiydi. Neyse ki, günler kısalıyor o nedenle sıcak saatler yaza göre çok daha az bunaltıyor. Malum, bugün pazarımız vardı; sonbahar tezgahları cıvıl cıvıldı. Palamut da bollaşmış ve ucuzlamıştı, umarım haftaya da devam eder, zira bugün balık almaya sıra gelemedi.

Küba gezisi yol arkadaşlarından iki aile Puglia gezisi yaptılar, hani şu kümbet gibi ilginç  yapıların olduğu İtalyan çizmesinin topuğundaki bölgeye gittiler. Fotoğraflarından gördüğüm kadarıyla gezdikleri yerlerin bir kısmı -henüz göremediğim Mardin'e- benziyordu. 

Bugün gördüğüm bir deniz kenarı fotoğrafındaki sahile atılmış yosunları ise bizim devre mülkün sahilini sık sık şereflendiren yosunlara benzettim -benzetecek şey kalmamış gibi-  arkadaşım kibar neyse ki,  "kuzendir onlar" dedi. 

*** Dün geceki Gelsin Hayat Bildiği Gibi dizisinde gençlerin söylediği Zülfü Livaneli'nin Nefesim Nefesine'sini dinledikten sonra, haliyle gibi aslını dinledim, bir kaç kere. Oradan da Zülfü Livaneli'nin 50. Yıl - Bir Kuşaktan Bir Kuşağa albümünü dinlemeye başladım. Durup durup dinliyorum, o kadar çok sanatçı var ki, hepsi de öyle güzel yorumlarla katılmışlar ki...

Burada Nefesim Nefesine'yi Zülfü Livaneli söylüyor. 

Dip Not:

İki sene önce,

Pandeminin göbeğinde,

Eylül ayını incirli şeftalili kek ile bitirmişim,

Bugün denk düştü.