Önce sabah denizi keyfi, evde kahvaltı, ardından akşamüstüne dek tekrardan deniz kenarında oturmaca...
** Akşamüstü yakındaki nispeten salaş lokantaya gidiyorum. Burası gündüzleri plaj akşamları lokanta hizmeti veren bir yer, yıllardır burada.
Niyetim meze olmadan balık salata yemek, oysa sadece levrek ve çipura var, "tekseniz size fazla gelir". Peki, ben o zaman levrek marine ( denizci değil bu levrek, marine edilmiş levrek demenin tuhaf şekli) kremalı köz patlıcan ve kalamar alayım, bir de soğuk bira.
*** Günbatımını izliyorum, yemeğimi yiyorum, biramı içiyorum ve masadan kalkarken -aşkolsun size! - kazığımı da yiyorum.
Daha da Davos'a gelmem, seneye kadar muhtemelen.
Dip Not :
Begonvilin sarısını görmüş müydünüz?
Evet evet, gerçekten begovil ve gerçekten çiçekleri sarı.
Yıllarca Antalya'da begonvilin envaisini görmüş biri olarak bir seyahatte Karamürsel ve Değirmendere taraflarında gördüğüm begonviller gibisini hiçbir yerde görmedim, mavi hariç her renk vardı ve nasıl gümrahtı. Tabii bu dediğim depremden önceydi, umarım hala öyle canlı ve renkli yetişiyordur...
YanıtlaSilBegonvilin böyle renkli yetiştiği yerde mutlaka bir meraklısı olmalı. :) Karamürsel depremden nispeten az etkilenmişti, o bahçeler sonradsn betona yenilmediyse duruyordur umuyorum. :)
Silbu nasıl bir renk yahu! vallahi hayranım begonvillere!
YanıtlaSilyediğin kazığa (ayıp etmişler orası net!) takılma, boş ver, keyfini çıkarmaya devam :)
Takılmadım zaten canikom, deftere yazdım sadece. :))
SilBegonviller bu sene Bodrum'da da ekstra delirmişlerdi. :)