* Dün gece epey geç bir vakitte bir arkadaşımın vefat haberini aldım, çok üzüldüm çok sarsıldım. Onunla ilgili anılar üşüştü aklıma, nasıl olur böyle bir kayıp hiç inanamadım, sabah yine aklımda onunla uyandım. Hani derler ya, ölüm adın kalleş olsun! Öyle işte.
Sanırım ilk kez blog aracılığıyla tanıdığım bir arkadaşımı kaybettim. Ekmekcikız'da yazdım, biraz anlatmaya çalıştım onu.
** Sabah kardeşimle birlikte annemi hastaneye götürdük, tahlil için kan alındı. Aç karnına gitmiştik, eve dönünce kahvaltı hazırladım, ana ve kızlar yedik.
Annem saçını kestirmek istemişti, kahvaltıdan sonra yorgunluk çökünce bugünlük vazgeçti, uzandı dinlendi.
Sonuçlar çıkınca hastaneye gittim, alıp doktorumuza gösterdim. Demir serumu işe yaramış duruyor, umarım olumlu gelişme devam eder.
*** Öğleden sonra İstanbul yakınlarında organik sebze yetiştiren bir tanışımızdan bir koca kutu dolusu, domates biber patlıcan (Barış Manço'nun şarkısının sözleri gibi oldu) ve salatalık geldi. Kokuları bile farklı, gerçekten.
Akşamüstünü After Life'ın ikinci sezonunu izleyerek ve bitirerek geçirdim.
Bugün de böyle işte...
Dip Not:
Henüz deniz kenarına gidemedim biliyor musunuz?
O vakte kadar pasta alır mıydınız?
Valla pasta güzel görünüyor da almasak daha iyi olacak :) Aşılandık Ekmekçim, neyse ki rahatsızlık vermedi hafif kol ağrısı dışında
YanıtlaSilGeçmişler olsun Leylakcığım, okudum az önce. Korkulu rüya görmektense iyi yapmışsınız. Şifa olsun. :)
SilZaten artık pasta ayda yılda bir, vesile varsa ve ince dilim yeniyor. O kadar. :)
aaa çok üzüldüm ...hay allah ya...
YanıtlaSilanneciğinde demir serumunun işe yaramasına çok sevindim inan.
Sağol Şulem. :(
SilAnneme tam zamanında demir yüklenmiş, aksi halde covid daha fazla zorlayabilirdi.