* Eyyamı bahur kendini gösterdi sonunda.
Nem, dün geceden beri tahammül sınırlarımı zorlamaya başladı. Ehh, az kaldı diyerek mümkün olduğunca kendimi avutayım; sayılı gündür geçer.
** Dün gecenin bir vakti apartmanın kalorifer sisteminin eksilen suyunun yaptığı havanın çıkardığı akortsuz seslere uyanmış bulundum. Bu cümleyi bir nefeste okudunuz ve cümledeki tamlamaların sonuçta neyi gösterdiğini keşfettiyseniz, tebrikler! Konu şu ki, uykum hafif kaçıp gitmesi bahaneye bakıyor.
Sabah erken martılar çığlıklar atarak uykusuz gecenin sabahına noktayı koydular. Uyku mevzuunu kapatıp susuyorum.
*** Öğlende kardeşim geldi, annemi ve beni aldı onların evine gittik. Önce yeğenimin sonra benim ve annemin covid geçirmesi nedeniyle bir araya gelememiş, bahçeye karşı serin serin oturamamıştık.
Bulundukları mahalle eski yıllara göre daha gürültülü olmaya başlasa da yeşile, ağaca, kuşa, kediye bakarak oturmak insanı hafifletiyor.
Yemek, çay, pasta derken eve dönüşte diş kirası olarak taze çiftlik sütü de aldık, ohh daha ne olsun!
Dünkü posttaki likör kadehlerinin altında duran tepsiyi görmek istemiştiniz,
Çok sevdiğim üstadım G. A.'nın zarif eşi M. hanımın armağanıdır,
Bakır üzerine mineli işlemeli, duvara da asılabiliyor, aklımda kaldığına göre Romanya'dan getirmişti,
Az önce internette arattım, buna benzer Erzincan bakır işi tepsiler çıktı, acaba orijini konusunda yanılıyor muyum, kendimi sorguluyorum ve inanın daha fazlasını hatırlayamıyorum.
Konu şu ki, tabiatım gereği oldum olası, eşya ile sıkı bir sahiplik ilişkisi kuramamışımdır.
Çok zarif!!! Bayıldım, güle güle sindire sindire kullanıyor oluşuna daha bayıldım.. Dün düşündüm de aslında ben de öyleyim, bir bu fincanları kulkanmaya kıyamam müzelik saklıyorum ama diğer tüm eşyaları valla kırılana dek kullanırım. Hatta annem bir ara seramiğe sarmıştı, bana bir tabak yaptı ama çok zarif bir şey hakikaten. Ben de onu tereyağı tabağı yaptım :)) Babam kibarca bir uyardı aslında bu duvara asmalık falan diye ama valla her kahvaltıda annemi yadediyorum işte daha güzel değil mi?
YanıtlaSilYok canım, saklamam kullanırım genellikle. :)
SilBence de eşyayı, anısı olanı kullanmak ve yadetmek daha çok keyif veriyor, kesinlikle daha güzel. :)
Ben de evde mevcut her zımbırtıyı, özellikle de yeni bir şey aldıysam ambalajını açıp kullanmayı pek severim. Yepisyeni hiç bir şey kalmaz. Annem ne alınırsa saklardı bir yana. Pijama alırsın, hastaneye yatarsam diye saklar, çamaşır alırsın hasta olursam diye saklar. Gerçekten hasta olduğunda bunların hiçbirini bulamadık sakladığı yerlerden. Şimdi tabak çanak çıkıyor ordan burdan geldiğimde Ankara'da. Eskiyi de yeniyi de kullanmalı bence. Tepsi çok güzel Ekmekçim, sağlıkla uzun yıllar kullan...
YanıtlaSilLeylakcığım, annelerimizin nesli tasarruflu olmak ve gelecek günlere saklamak fikriyle yetiştirilmişler. Sakla sakla, nereye kadar? Ömür bitiyor işte. :)
Silay bana da fena basıyor sıcaklar. vantilatöre yapışık yaşıyorum şu sıra!
YanıtlaSiltepsi çok zarif gerçekten. uzun yıllar seninle olsun :)
Teşekkür ederim Şulem. :)
SilBu gece biraz daha nefes alınıyor, neyse ki.