* Nerede kalmıştım?
Ha evet, dün öğleden sonra nezle olmuş gibi şiddetle burnum aktı, gece Uysallar'ı bitirip yatağa doğru süründüm, sonra sabah kalktığımda burun akıntısı durmuş ve fakat koku ve tat duygularım körelmişti. Haydi buyrun bakalım! Ya devam ederse bu araz? Neyse, sonra bizim covid grubundan bir arkadaş dün bana da aynısı olmuştu, bugün geçti dedi de rahatladım.
Ha bir de, düşük derece durumu var. Ateş ölçer bozuldu mu nedir diye tekrar ölçüyorum, derece 35,5 gösteriyor, hatta arkadaşımın bir defa 35,2 göstermiş. Tamam anlaşıldı, o da covidin şaka anlayışına dahilmiş.
** Annemin kahvaltısı ve ilaçları, benim kahvaltım ve ilaçlarım, annemin yemeği ve ilaçları, benim yemeğim ve ilaçlarım... diye devam eden bir döngüde geçti günüm.
Bu döngü arasında yüz güldüren hediye almak gibi bir sevinç yaşadım. Canım Leylak Dalı'm bana geçmiş olsun çiçeği göndermiş, mutlu oldum.
Öğlen civarında Mezarlık dizisinin ilk bölümünü izledim. Tam sardırmış, ikinciye başlamıştım ki kurye geldi yeni telefonumu getirdi. Sonraki birkaç saatim, eski telefondan yenisine kurulum yapmak, ekranı kişiselleştirmek vs. vs. işlerle geçti. Fark ettim ki, her transfer işleminde olduğu gibi bazı fotoğraflar yine kayıplarda. Önce üzülür gibi oldum, sonra teselli ettim kendimi, "zaten her gün baktığım yok onlara, anılarımdaki fotoğraflar yeter, çok lazım olanlar zaten bir gün bir yerden çıkar karşıma" filan falan... Züğürt tesellisi gibi, değil mi?
*** Akşamları biraz balkonda oturuyorum, son bir haftadır cırcır böceklerinin ötüşü dikkatimi çekti, gün batar batmaz başlıyorlar.
Eskiden duymazdım seslerini, daha doğrusu şöyle söyleyeyim, İstanbul'da cırcır böceği ötüşü duyduğumu hatırlamıyorum, demek istediğim, tatile gittiğimde daha kırlık alanlarda duyardım seslerini.
Onları dinleyerek balkonda oturmak ve sonra uyumadan önce seslerini duymak üzerimde sakinleştirici etkisi yapıyor.
Dip Not:
İşte günüme ışık ve neşe verenler
Sağol sen güzel kalpli Nurşenciğim.
düşük ateş nedir yahu? ne garip hastalık bu! ozi bey bebekken/çocukken ateş düşürücü ilaçlar 34'e kadar düşürdü bir kaç kez ateşini, ödüm kopmuştu, o geldi aklıma.
YanıtlaSilbugünü daha iyi geçir inşallah canımın içi
Çeşitli komplo teorileri vardı hani Şulem, "böyle hastalık yok, laboratuvarda ürettiler saldılar" filan deniliyordu ya, ben şimdi o teorinin ürettiler kısmına kadarına katılıyorum, salma kısmında kasıt değil de kaza olduğunu düşünüyorum. Öyle acayip hareketleri var meretin.
Silİyi ki aşılıyız, gerçekten hastalığın ilk senesi aşı yokken insanların dumanını atmış belli ki.
Sağol Şulem, daha iyi olacağız. :)
Herşey yolundadır diye düşünüyorum Sevgili Okul Arkadaşım, sanırım o araz da sonlanmıştır, ya da azalmıştır. Biraz kardeşten tecrübem var çünkü, 3-4 günde normal hayat hoş geliyor, üstelik oluşan antikorlar sayesinde gelecek günlere karşı direnç de kazanılıyor.
YanıtlaSilSevgili Okul Arkadaşım,
SilTeşekkür ederim, olabildiğince yolunda diyelim. :)
Annem yaşından ötürü, ben de ona destek olmak için ayakta dolandığımdan dolayı, 5-6 günde anca düze çıkabileceğiz gibi duruyor.
Geçince keyfimiz daha iyi olacak. :)
Yaşasın Leylak Dalı :) Ne ince insan.. Bazen diyorum ki blog olmasa hiç tanımayacağımız ne çok güzel insan var hayatımızda..
YanıtlaSilSen de onlardan birisin elbette, hepimizin hayatında :)
Fotoğraflar kaybolunca ben de üzülüyorum, hatta bir Guadeloupe / Martinique albümüm uçtu benim, koca tatilden tek foto kalmadı. Üstelik emzirme dönemindeydim hatırası da yok :)))) Neyse ki eşimin telefonundan aşırdım bazı fotoğrafları ama kendi çektiğim "sanat eserleri" yok tabii..
Çok haklısın Cerenciğim, pek çok tanımak ihtimalimiz olmayan insanla arkadaş olduk ve bloglarımız sayesinde çok zenginleştik. :)
SilLeylakcığım, hep çok zariftir, pek değerlidir. :)
Yani aslında o kayıp sandıklarımız, eski telefonlar kutularında durup açılabildikleri sürece, tamamen kaybolmuş sayılmazlar bence. Üşenmeyip arşivlemek lazım, bir gün, belki. :))
Geçmiş olsun, bu cins covid böyle hafif hafif geçiyor. Tat değil ama koku kaybı yaşadım çabuk geçti. Yeni telefon bir dolu iş çıkarıyor, resimler keşke yine albümlerde olsa dediğim olmuştur.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Mehtapcığım, geçiyor yavaş yavaş. :)
SilTelefonum aniden dünya değiştirmeye karar vermemiş olsaydı, hüç yeni telefon meraklısı değildim, başa geldi ne yapalım. :)
Canım Sevin'cim, umarım daha iyisin, her zaman blog yazılarını okuyamıyorum ama bugün bir şey dürttü ve bak ufak çapta hastalık geçirdiğini (öyle olmasını arzu ettiğim için teşhisi koydum :-)) öğrendim...Fotolara üzülme, çünkü milyon tane yenileriini çekiyoruz :-) kucaklıyorum kocaman
YanıtlaSilCanım Meltem'cim,
Silİsabet oldu da bir şey seni dürttü, bu sayede sesini de duymuş oldum.
Öpüyorum çok. :))
Canım benim, gönül çiçek bahçesi yollamak ister ama böyle zamanlarda minik bir papatya bile yüz güldürebilir. Yakında olabilseydim keşke. Giderek daha iyi olacağına eminim, bir de anne faktörü var haliyle. Antalya'daki arkadaşım tam toparlarken kocası Covid oldu, onunla ilgilenmekten uzadı hastalığı, yeterince dinlenemedi çünkü. Neyse artık toparlamış onlar, senin de birkaç güne tüm semptomların kaybolur diliyorum. Çok sevgiler...
YanıtlaSilBen papatyayla gülen yüzlerin tarafındayım Leylakcığım, bunun yanında bağa bahçeye de hiç itirazım olmaz, yeşili severiz. :))
SilYakında olsak da görüşmek kısıtlaması olması bu hastalığın en berbat tarafı. :(
Arkadaşına da eşine de geçmiş olsun, hastayken hastaya destek olmak zor gerçekten. Ben de annemle ilgilenirken yoruluyorum, hastalık yoruyor çünkü. Neyse, az kaldı galiba. :)