29 Haziran 2022 Çarşamba

29 Haziran Çarşamba

 Sabah erken, biraz yağmur yağdı yine. Sonrasında rüzgarlı, parçalı bulutlu bir gün daha. Saatli Maarif Takvimi yine bilmiş, yağmurlu günler, fırtına kayıtları var bir kaç gündür.

* Miri Yu'nun "Tokyo Ueno İstasyonu" romanını içimde bir hüzünle bitirdim. Altı çizili çok satır oldu, belki sonra onları yazarım. 
Romanın kahramanı Japon imparatoruyla aynı yıl doğmuş, hatta oğlu da veliaht imparator  ile aynı gün doğuyor. Sonrasında hayat devam ediyor, ancak "ilk sayfayı çevirdikten sonra sıradaki sayfanın geldiği, sayfaları çevire çevire nihayet son sayfaya varılan kitap gibi" değil, "sonu var, ama bitmiyor" ve "herkes, tek başına başa çıkılmayacak kadar çok zamanı kucaklayıp, yaşıyor ve ölüyor..."

** Kitabın bir bölümünde  "Redoute'nin Gül Atlası Sergisi"nden söz ediliyor ve orada sergilenen çeşitli güller tanımlanıyor. 
Kitap bittikten sonra kimmiş bu Redoute sorusunun peşine düştüm. Meğer kendisi çok ünlü bir bitki ressamı imiş, yaptığı bitki resimlerinin sayısı bilinmiyormuş ve bunlar öylesine gerçek gibi duran resimlermiş ki, o gün bugün hayranlık uyandırmaya devam ediyormuş.

*** Bugün sokağa çıkmadım, tembelliğim tuttu ya da bugünlük yürümeye üşendim diyeyim.
Sokağa çıkmadım ama balkona çıktım, çiçeklerime, bitkilerime bakım yaptım. Büyüsün diye gözünün içine baktığım biberlerimin iki tanesinin toplanmalık kıvama geldiğini gördüm, mutlu oldum, darısı domateslerimin başına dedim.
Bir de güneş çiçeğimin yarın sabah bana sürpriz yapacağını umarak, balkon sefasını tamamladım.



Dip Not:
İşte güzeller güzeli bebek biberim,
E ben buna şarkı söylemez miyim?
🧿

6 yorum:

  1. ben hastane de bulunmaktan dolayı kaktüsümün çiçeğini kaçırdım göremedim:((
    o kitabı bende okumuştum
    https://yuregiminiklimi.blogspot.com/2022/05/okudum-kitap-202236-tokyo-uneo-istasyonu.html
    burada da paylaşmıştım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah! Geçmiş olsun. :(
      Link için teşekkürler, yazınızı okudum. Sanırım Japon sinemasına ve edebiyatına olan sempatim ağır bastı yine, kitabı sevdim ben. Japonya'nın farklı yılları ve onca zenginlik içinde bile yoksulluk tablolarının olabilmesi etkileyici geldi bana. :)

      Sil
  2. aaaa, resmen biber ayol :) şarkı söylemekle kalma ilanı aşk et bence. ben olsam öyle yapardım yani :)

    YanıtlaSil
  3. Redoute'u arattım ve bayıldım, üstelik o her yerde sıkça görülen leylak resmini de bizzat çizmiş, şükranlarımı sunarım kendisine. Bizim balkondaki biberler güneş yüzü görmediğinden daha yeni mini mini çiçek açmaya çalışıyor. Ankara bu yaz yağmur ormanı kıvamında. Bir de Umut ekstra su dökünce aptala döndü garipler :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Redoute'nin resimlerine bakarken aklıma sen geldin Leylakcığım, beğendiğine sevindim. :)
      Ankara, yeni yeni bahar kıvamına geldi diyebiliriz sanırım. ;)
      Ay Umut'un çiçek sulamasını severim, bahçıvanım benim. :))

      Sil

Hoşgeldiniz!