Bugün hava akşama doğru ısındı yine, rutubet de arttı biraz, ya da ben öyle hissettim.
* Sabah erken uyanma günümdeydim, biraz meditasyon yaptım daha doğrusu dinledim.
Sonrası rutin işte; egzersiz, kahvaltı, ortalık toplamak, market alışverişi, yemek yapmak...
** Akşamüstüne doğruydu, yeni kitabıma başladım, Tokyo Ueno İstasyonu.
Yazarı Miri Yu Kore asıllı bir "zainiçi" imiş. Zainiçi'nin kelime anlamı Japonya'da yaşayan demekmiş, sonraları bu kelime özellikle Japonya'da yaşayan Kore vatandaşları için kullanılır olmuş.
Kendime bir kahve yaptım, kitabın arka sayfasını, girişini ve bir kaç sayfayı ilgiyle okudum, sonra erken uyanmanın ve günün yorgunluğunu armağanı olarak, üstelik kahve içmişken koltukta uyuyakaldım.
*** Akşamüstünün ilerlemiş saatlerinde annemin balkonunun tavanını ve kalan tek duvarını boyamak için apartman görevlimiz geldi.
Bir balkon dersiniz yeri gelince, ne olacak hemen oluverir, öyle değilmiş, pencerelerin etrafı, girintisi çıkıntısı, tavandaki lambaların fanuslarının sökülmesi, yıkanması, takılması derken tamamlanması iki saate yakın sürdü.
Sonrasında akşam yemeği ve annemle televizyon dizisi izleme eşlikciliği derken gün bitiverdi.
Bu gün de böyle geçti.
Dip Not:
Mor salkımlar yeniden başladı, en azından bizim smahallede,
Geçen haftaki bol yağmurlu günlerden sonra yan sokağın köşesindeki apartmanın demirlerine sarılı mor salkım coşmasın mı?
Gerçi pek öyle yoğun mis kokulular alamıyorum, ama olsun, görüntü yerinde.
Ben de dün Mebusevleri bahçelerinde gördüm yeni açmış mor salkımlar, şaşırdım. Onlar da şaşırdı muhtemelen :)))
YanıtlaSilSanıyorum eski köklü ve uzun gövdeli olanlar diğerlerinin aksine önce yapraklanıyor, sonra çiçekleniyor. En azından bizim mahalledeki öyle. :))
SilAnkara'da morsalkımla karşılaşmak, hoş bir sürpriz olmuştur, hem yeri de özel. :)
Eflatun hem de rengi, ne kadar hoş! Günün komedisini yazmak istiyorum izninle, alakasız da olsa, tek başıma gülmeyeyim halime (deli meli derler ki olmadığımı da iddia edemiyorum..) Bahçenin köşesinde şahane bir bitki büyüyordu 1 aydır, yaprakları üçgen üçgen, gür de bir şey. Bahar başlarken karışık çiçek tohumu serptiğim bölgede olduğu için tabii heyecanlıyım bilmiyorum ne çıkacak ama şaşalı bir şey belli. Bekliyorum. Bekliyorum. Ucunda tomurcuklar belirdi yaşasın, yoksa Türkiye'den binbir zahmet getirdiğim akşam sefaları mı sonunda...derkeeeeen, tomurcuk sen beni bir ısır. Evet ısırgan otuymuş bunca zamandır beklediğim alameti "H"arika... Sinirlendim söktüm ben de. Bomboş da kaldı o köşe şimdi, yayılmış tabii iyice zilli....
YanıtlaSilBu da böyle bir şaşkınlık anımızdı. Devam edelim.....
Ayy, daladı mı hem de ısırgan otu? Geçmiş olsun C.ciğim. :)
SilAslında ısırgan otu çok şifalıymış, özel olarak eldivenle filan toplanıp ayıklanıp, kavurması yapılırmış ve / veya böreklik iç olarak kullanılırmış. Hiç denemedim, ama yapanı bilirim. :)
Bak akşam sefası dedin de, bizim bahçedekiler boylanmışlar yeniden, açar ve mis kokarlar yakında. Çekerim fotoğrafını. :)
sinirlendim ben ona.
Silaslında evet yeniliyor ama ne bileyim, onu da yemeyivereyim :)))
ne olur çek hele sarılı turunculu bir rengi var, ben aşığım ona
Sinirlenmekte haklısın, büyük hayal kırıklığı, ne diyeyim? :)))
SilEvet, ebruli olanları da var, tek renk olanları da, hepsi çok güzel. :)
ya ben de görüyorum arada tek tük de olsa mor salkımları...hep çok güzeller :)
YanıtlaSilne dizisi izliyorsunuz bakem siz anne-kız? şöyle hafif bir yaz dizisi fena olmaz hani :)
Evet güzeller, yağmur sonrası ekibinden o tek tük açanlar. :)
SilYaz dizileri yeni başladı, iki haftadır deneme dönemindeyiz henüz. :)
Son seyrettiğimiz "Seversin", onun 4. bölümüydü, Kanal D'de sanırım.