2 Haziran 2022 Perşembe

2 Haziran Perşembe

 Sabah parçalı bulutluydu, sonra güneş boldu, esinti de vardı.

* Dün S. arayıp "yarın Ankara'ya gideceğiz, ablamın oğluna kız istemeye, ablam beni yalnız bırakma dedi, sana cumartesi gelsem" dediğinde, ben yarın hazır temizlik yapılacakken "artık şu perdeleri yıkamayı tamamlarım" planları yapmaktaydım. Eh, sağlık olsun, iki aydır kendimi ancak ikna edebildiğim perde yıkama -daha doğrusu sökme-takma eylemi daha önemli- işinden vazgeçecek değilim.
Sabah, kahvaltıdan önce perdeleri indirdim, ilk partiyi makineye attım, anneme çıkıp kahvaltı hazırladım. Sonra iki parti daha yıkadım, astım. Güya idmanlıyım, şimdi bacaklarımdaki sızlamanın nedeni ne öyleyse?

**  Bu arada, daha sabahtan perdelerin bir kısmının kornişe sabitlendiği  yapışkanlı cırt cırt sökülüp elimde kalmasın mı? Haydi bakalım! 
Ben bunu caponla yapıştırırım dedim, çekmeceyi açtım, kapağı açılmamış bir yapıştırıcı bulduğuma sevindim, kornişe ulaşmak için merdivene tırmandım, yapıştırdım güya ve fakat tutmadı. Bir kez daha haydi bakalım!
Aklıma mahallemizin perdecisine gidip, imdat çağrısı yapmak geldi. Makinedeki perdeler yıkanıyorken hazırlanıp sokağa çıktım. O sırada aklıma, perdecinin biraz ötesindeki tuhafiye dükkanı geldi, aferin bana. Aradığımı buldum, aldım, eve döndüm. Yapışkanı tutacak mı tutmayacak mı merakımı tekrar merdivene tırmanarak kısa sürede giderdim, yaşasın tuttu!
Dolayısıyla, kollarımdaki ve bacaklarımdaki sızlamanın faillerinden biri o cırt cırttır, biline. 

***  Bu sabah erkence uyandım, tekrar uyuyamadım. Dün gece Puşkin'in Yüzbaşı'nın Kızı romanını   -Ataol Behramoğlu çevirisiyle-  bitirmiştim, salona gidip yeni kitap almaya üşendim. Bir dolu video izledim, daha çok dinledim.
En son dinlediklerimden bir tanesi, enerjisiyle beni aldı götürdü. Buyrunuz, siz de dinleyiniz. 



Dip Not:
Perdeci tuhafiyeci peşindeyken, mahallemizin güzelliklerinden biriyle karşılaşıverdim,
Arka sokağımızdaki ıhlamur ağacı çiçek açmış,
Nasıl mis gibi kokuyorlar...

6 yorum:

  1. En sevdiğim ağaçlar sıralamasında ilk sıralardadır ıhlamur. Pandemiden önce kuzenin İncek'teki bahçesinden toplar kuruturduk, pandemi bahçeyi de vurdu. İki yıldır sağolsun Bilgeciğimin anneciği getiriyor ıhlamurlarımı, eşinin memleketinden. Zor iş yapmışsın Ekmekçim valla ellerine sağlık, benim perdeleri de bir yıkayan olsa :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ihlamur ağacının ve bu mevsim açan çiçeğinin anılarımda özel yeri var, severim kendisini. :))
      Öyle ağaçtan tanıdık ellerle toplanmış ıhlamurun çayını içmekten şifalısı var mıdır, ne güzel. :)
      Her seferinde perde yıkamaya karar vermek ve uygulamaya geçmek, yıkamaktan daha zorlu bir süreç oluyor. Neyse, şimdilik geçti, darısı başınaLeylakcığım. :)

      Sil
  2. Ihlamur zamanı başladı demek!! Ahhhhh.. İstanbul'un en güzel zamanlarından biri daha.. Görüntü tamam ses tamam ah bir de şu koku işini muhafaza etmek ve göndermek mümkün olsa......
    Perde işini Almanlar kaldırmış, ben de alıştım boş pencerelere. Geceleri yatak odasının güneşliğini indiriyorum tamam işte :) Ama Türkiye'de içeri bakarlar mümkün değil tabii.. Ellerine sağlık, mis gibi olmuş ev sanki parlamıştır eminim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ihlamurlar başladı C.ciğim, çok güzeller. Bir de iğdeler açtı, onlar da mis gibi kokuyor. :)
      Haklısın, koku işine de bir el atılsın artık, mahrum kalmayalım üçüncü boyuttan, yoksa dördüncü mü? ;)

      Teşekkür ederim, yoruldum ama değdi bence de. :)

      Sil
  3. perde yıkamanı çok taktir ettim valla kuzum, ben bir türlü başlayamadım bu işe :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Laf aramızda ben de kendimi takdir ettim, madalya takmış olabilirim hatta. :))

      Sil

Hoşgeldiniz!