29 Nisan Cuma

 Poyraz havayı epey soğuttu, dün gece üşüdüm uyurken, gündüz güneşle ısınmış hava güzeldi. 

* Gece yatmadan önce esnemekten çenem ayrılıyordu. Ne olduysa, yattıktan sonra uyku kanatlanıp uçuverdi. Uykum kaçınca sinirlendim. Bir kaç gevşeme ve nefes terapisi dinledim, neden sonra uykuya dalmışım. Sabah biraz tepe sersemi olmuş vaziyette başladım güne. 

Sonra sabah egzersizimi yapar, evi toparlarken yine Nuh'un Gemisi'nden eksik program dinleme serisinden Fransızca Gecesi'ni dinledim, şarkılar üzerimdeki ağırlığı biraz aldı.

 Fransızca şarkılara doymak isterseniz kaçırmayın derim, burada. 

** Günün devamında pazar alışverişi, banka işleri, anneme egzersiz ve banyo yaptırmak sıralandı gitti. Arada bir fırsat yaratıp bir iki dost ses duymak isteğiyle telefon konuşmaları bile yaptım.  

Akşamüstü "benim saatim"de, önce Leylakcığımın armağanı filme başlayacaktım, sonra zamanımın az olduğunu fark edince, Sinema'nın Hikayesi'nin 3. bölümünü izledim. (Her bir bölüm 1 saat sürüyor.)

*** Son olarak akşam yemeği için tadını merak ettiğim bir yemek uydurdum. 

Pazardan aldığım iki enginarı ince doğradım, bir kuru soğanı zeytinyağında çevirdim, enginarları içine ekledim. Diğer yanda iki kişilik erişteyi biraz tereyağında çevirdim, suyunu ekledim, biraz da süt. Erişteler kaynamaya başlayınca enginarlı karışımı ekledim, suyunu çekerken üzerine biraz kırık ceviz içi, biraz peynir ufaladım. Bakalım nasıl olmuş?

Dip Not:

Yolda yürürken her gördüğüm mor salkımı kokluyorum,

Bu günlerde böyle!