Sabah hava güneşliydi güya, öğlenden itibaren önce puslandı, sonra bulutlandı, keyfi kaçtı.
* "Suzan Defter"e başladığımı yazmıştım, bitirdiğimi yazmadım sanırım. Çok zevk alarak okudum, yazarla tanışmak, onu okumaya başlangıç için çok uygun bir kitaptı. Yeniden bir Ayfer Tunç okumak için bir başka kitabını gözüme kestireceğim şimdi.
** Kahvaltıdan sonra, annemi "hava güzel, gel biraz çıkalım, yürürsün" cümlelerimle ikna edemeyince, "ben bi markete gidip geleyim, sen o sırada bir düşün"e geçtim. Markette kısa bir alışveriş yapıp çıktım, yolu biraz uzatıp annemin ruşeymli ekmeğini aldım, eve dönüp elimdekileri bıraktım.
Annem henüz dışarı çıkmaya hazır hissetmiyordu kendisini, "ben bi sahile kadar gidip geliyorum, dönüşte belki?" dedim. "Olur olur, sen git" üzerine çıktım, denize bakıp döndüm.
Döndüğümde hava kapatmış ve serinlemişti, annem "eh, başka zaman çıkarız"a geçti. Yaşlılık ne zor bir hayat dönemi! İnsanın enerjisi, arzusu nasıl bitiyor her şey için...
*** Öğleden sonra karnabaharla yemek yapacaktım. Karnabaharı kıymalı sosla karıştırıp üzerine beşamel, üzerine eriyen peynir ekleyip, fırında pişiriyorum, güzel oluyor.
Bu defa fikrim geldi, karnabaharı tepsiye yaymadan önce altına bir kat yufka serdim, üstüne de yufka. Sonra bir bardak sütle bir yumurtayı çırpıp, yufkanın ve herşeyin üstüne döktüm, öyle kızaracak. Umarım güzel olacak.
Mutfaktayken, işin arasında, aniden dilimde bir şarkı "C'est La Vie"
Neydi bu neydi bu, derken buldum, Emerson, Lake & Palmer'ın parçasıydı.
Dip Not:
Karşıdan yola çıkıp adaların üstüne ulaşmış bulutlar,
Bizim sahil, henüz sadece puslu,
Bir saat sonra bulutlar burayı da kapatacaklar,
Belki unutamayanınız vardır, diye de sormalıydınız Sevgili Okul Arkadaşım:)
YanıtlaSilBugün yalnız gökten nur yağıyor, öyle bir şarkı seçmişsiniz ki şu an soğuk suya atılmış kesme şeker gibi eriyorum. Sürekli başa alıp gün boyu dinlediğim 45'likler içinde kırılamaz bir rekoru olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.:)
Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi, demiş miydim daha önce:)
Açıkçası ben unutmuştum, daha doğrusu unuttuğumu düşünürken yanılmışım. :)
SilRuhumuza işleyen şarkılardan oysa...
Evet evet, aklımda Deliler Evi. İşte bakalım Ayfer Tunçlardan önce hangisini bulursam, hangisi kendini bana gösterirse onu okurum. :)
YanıtlaSilüçlemeye de geçebilirsin: Kapak Kızı-Yeşil Peri Gecesi-Osman
Bugün Antalya baharı kuyruğundan yakalamıştı, şahane bir yürüyüş yaptık...
Kapak Kızı'nı merak ediyorum aslında. Fakat Osman çok uzun değil mi? O biraz tırstırıyor. :)
SilOh, pek sevindim yürüyüş haberine. Bu havalarda yürümek keyifli oluyor, sıcaklar bastırınca, serin saatler peşinde koşunca sevimsizleşiyor.
Ayfer Tunç'un en kalın kitapları bile kendini çok rahat okutur, o yüzden dert etme. Ayrıca Osman'ı okumak zorunda değilsin, yani kitabın konuları birbirine belirli noktalarda bağlı, daha ziyade her kitap bir kahramanın izini sürüyor. Kitaplar tek tek de okunabilir ve sıkıntı yaratmaz. Osman gıcığın teki ama kadın bize altın tabakta sunuyor :)
SilTamamdır Leylakcığım, sağolasın sen. :)
SilSelavi aniden içimde çalmaya başladı. Bilinçaltımızın oyunları, uyarıları... Artık ne ise. :)
YanıtlaSilkarnabahar başka bir şey olmuş, ona artık çiçekli börek diyelim bence :)
YanıtlaSilEvet aslında, orada sebze olarak kabak da olabilir, pırasa da. Bu bence az börek, çünkü yufkası az. :))
SilAyfer Tunç'a evet şahane bir kitapla başlamışsınız. Ben de çok severek okumuştum.
YanıtlaSilBir deliler evinin yalan yanlış anlatılan kısa tarihi adlı kitabı benim favorimdir. Karnavalesk türünün en önemli örneklerindenmiş, kitabı okuduktan sonra öğrenmiştim. Yaklaşık yanlış hatırlamıyorsam 400küsür karakteri var kitabın ve karakterler arasında çok güzel geçişleri vardı. Hayran olmuştum ♥
Kitabı okumadım -henüz- ancak, bu bilgileri ben de okudum daha önce. Şimdi merakım artarak bekliyorum okumayı. :)
Sil