Yağmadı kar, bekledik de gelmedi, sevdiğimiz bilemedi. Soğuk yerindeydi, donduruyordu.
* Evde temizlik vardı bugün, hareketliydi evin içi. İndir kaldır, aç kapa, temizle, sil. Gün geçti öylece.
Sabah kopardığım takvim yaprağında Ahmet Haşim'in Merdiven şiiri vardı. Hayatın bu döneminde, özellikle annemin yaşlılığını onunla birlikte yaşarken bazı ifadeler daha anlamlı geliyor, bu şiirde de öyle oldu.
"Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...
Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...
Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?
Bu bir lisân-ı hafidir ki rûha dolmakta
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta"
** Bugün nostaljik takılıyorum, tam anlamıyla.
Büromuzda staj yapmış bir genç arkadaşımın 17. evlilik yıldönümlerine ait bir fotoğraf beni şaşkınlığa uğrattı. Sonra aklımı başıma aldım, dur yahu dedim "sen kendine bir baksana, yaşın kaç hey heyyy!".
Ben en çok benden çok genç olanların yaşlarına şaşırıyorum, nedense?
*** Bunca şiir ve yaş etkili haller üstüne bir de Teoman şarkıları dinledim, tam süper oldu.
Buyurunuz size de bir kuple Teoman, burada.
5 yıl önce, 2017 Ocak'ta kar yağdığında çekmişim bu fotoğrafı,
Bu sene henüz böyle bir fotoğraf çekemedim,
İlginç olan şu ki, karşıda gözüken mini parkımızın ağaçları henüz küçücükmüş, cılızmış,
Baktım durdum şaşırarak.
ay babacığım ne çok severdi bu şiiri. ezbere okuduklarındandı. şair bir hüzün motifi olarak kullanmış olsa da bana hep çok büyülü gelir eteklerinde bir yığın güneş rengi yaprakla merdivenlerden çıkmak :)
YanıtlaSilkar bugün zoraki bir şekilde atıştırdı. ama soğuğunu hissettirdi vallahi. hastaneye gidip gelirken dondum!
İnsan bu şiirdeki sözlerin derinliğini yaşı ilerledikçe, günler geçerken olanları tecrübe ettikçe daha iyi kavrıyor, sanırım. Bence tam ezbere okunacak şiir. :)
SilHava gerçekten ayaz!
ne kadar sinirlendim anlatamam, hep kavga ettim. " ya yağ soğuğuna değsin ya da birilerine para kazandırtma kombi vasıtasıyla, zırnığım geçmesin onlara" diye diye. bu sıra en çok zaten benim zırnıklarımla kurulan pis düzene gıcığım. ne yapsam da zırnığım alet olmasa onlaraya takmış vaziyetteyim. :/
YanıtlaSilbu gençlerin doğum yılı meselesi öğretmenler odası sene başının en hararetli konusudur. her sene mutlaka biri 9. sınıfların ilk dersinden çıkarak ay sinirimmmm bozuldu, şu yıl doğumlular liseli oldu " meselesini açar :D bir kaç ay sonra artık hepsi şaşırmayacağımız kadar liselidir :D
Yaş konusu en hassas noktamız, değilse de oldukça hassas noktamız. :))
SilEn çok 2000 yılı doğumluların üniversiteye başlamasına şaşırmıştım, niyeyse. 1999 veya 2001 doğumlulardan ne farkları var oysa? ;)
Zırnık koklatmamak gerek gerçekten!
benim 5-6 yıl önce girdiğim 1.sınıftakilerden biri ile arada sohbet ederken babasının da İTÜ'den olduğunu öğrenip "öyle mi? kaç mezunu? benden büyüktür gerçi" deme şuursuzluğum üzerine çocuğun babasının 73'lü olduğunu öğrenmem üzerinde yaşadağım hüsranı anlatmış mıydım kızlar size :) yaş deyince aklıma geldi :P çocuk "ufalın da cebime girin" diyemedi tabi, hocasıyım neticede :P
Silbu arada O.bey 2000'li ve evet üniversiteyi yarıladı bile :)
Bak, gördün işte! O. bey de benim şaşkınlık senemin çocuğu, yetişkin oldu bile. :))
SilBu öğrenci ve babası hikayesini ya biliyorum, ya da benzerini yaşadım. Muhtemelen ikisi de! :))