8 Kasım Pazartesi

 Dün gece, sis nedeniyle olsa gerek, oldukça serin geldi bana. Sonra güneş yükseldikçe ısındık, hava ve ben.

* Sabah erken uyandım. Müzik dinlemek üzere telefonu aldım elime, önce bloglara baktım ve Güzellikler Defteri'ndeki şu yazı sayesinde   Bulutsuzluk Özlemi'nin "Bedrettin" albümünden haberdar oldum. Dinlemeye başladım ve bitirdim. Mutlaka bir kaç kez dinleyip içe sindirmelik, tekrar dinlemelik bir albüm olmuş. Dinlemeye buradan başlayabilirsiniz.

O da yetmedi, Destan'ın önemli bir kısmını tekrar okudum. Ne kadar güzel satırlar, ne kadar etkileyici. Nazım'a yeniden yine hayran kaldım.

** Güne böyle yüksek perdeden başlayınca, devamındaki günlük işler, rutinler, zorunluluklar hepten anmaya değmez gibi geliyor bana, şu an. 

Olsun, güne haksızlık etmemek lazım, güzel bir gündü; hava ılık, sonbahar yaprakları yerde, ağaçta kalanlar sarı, kırmızı. 

*** Akşamüstü yürüyüşe çıktım, caddeye doğru yönelmiştim önce, kalabalıkları görünce ara sokaklara kırdım dümeni.

Günün kalan saatlerinde MAID'i bitirdim, zaman ayırıp seyrettiğime gerçekten değdiğini düşünüyorum. 

Kadınların kendi başlarına ayakta durma çabaları, şiddet gören kadınlar, bundan etkilen çocuklar, devletin onları koruma konusunda mutlak desteğinin gerektiği ve hayatla savaşmaktan vazgeçmeyen cesur kadınlar üzerine düşündüm.

Kalan zamanda bir bölüm daha Yeşilçam seyrettim, bugünlük. 

Dip Not:

Eve yakın, apartmanlar arasındaki arsanın fazlası, minnacık bir park var,

Kaktüs ve çiçeği oradan.