Gökyüzü kapalı, azıcık yağmurlu, çoğunlukla bulutlu ve görüntüsünün tersine hava ılık sayılabilir.
* Onbirinci aya başladık; takvimin ve blogumun onbirinci ayı. Vayy!
Dün gece -bu ara böyle nedense- iki parçalı uykumun arasındaki uyanık zamanda Nasıl Olunur'dan bir bölüm daha dinledim, bu defa Murathan Mungan söyleşisini.
Sabah da geceden aldığım ilhamla daha önce dinlediğim "Murathan Mungan 2020 Model" albümünü yeniden dinledim.
** Öğleden sonra kardeşim anneme geldi, yemek yedik, çay, kahve içtik.
Gelirken küçük yeğenimin hafta sonunda gittiği Gökçeada'dan annanesi için aldığı bademli un kurabiyelerini, ısmarladığımız ekmek unlarını, kendisi bir süre burada bulunmayacağı için bakıp beslemem için ekmek mayasını getirmişti. Evet, yanlış okumadınız; ekmek mayası da yaşaması için bakılıp beslenmesi gereken bir canlı. Evdekiler "biz yapamayız" dedikleri için maya bakıcılığı için en uygun aday teyze oldu, haliyle.
Bu arada birer lokmalık bademli un kurabiyeleri pek lezzetliydi doğrusu, kahve yanına pek yakıştı. Henüz Gökçeada'ya gitmek kısmet olamadı, belki kurabiyeler orayı görme yolunda bir başlangıç olur.
*** Dün gece Avustralya'lı yazar Helen Garner'ın "Çocuklar İçin Bach" isimli romanını bitirdim. İlk kez Avustralya edebiyatından bir eser okudum, yanlış hatırlamıyorsam. Başlangıçta, belki dikkatimi vermeden okuduğumdan, belki isimlere dikkat etmediğimden biraz keyifsiz bir okuma oluyordu. Sonraları üzerimdeki o savrukluk geçti ve keyifle okudum. Sonra başa döndüm, kaçırdığımı bütünlemek için baş kısımlarını tekrar okudum. Zaten 104 sayfalık bir kitap, baştan almak mesele değildi.
Dip Not:
Nar mevsimi tüm coşkusuyla geldi,
Çoğu insan nar ayıklamayı, minik minik uğraşmayı pek sevmez,
Ayıklamasına hiç üşenmem, yemesine bayılırım,
Bu şöleni kaçırmayın derim, afiyet olsun.
nar sadece görsel olarak beni mutlu eden bir meyve, hiç sevemedim yemesini!
YanıtlaSilnilay örnekcim Murathan mungan'la mı söyleşmiş? heyyooooo. yarın dinlerim o halde! benim 2020 model albümünde en sevdiğim çamur'un yorumu ile "aşk bin defa" sanırım. bağır bağır eşlik etmek çok eğlenceli!
Aaa! Nar? Bayılırım... :))
Sil48. bölümde, oldukça geride kalmış, arasan bulursun da yazayım yine de. ;)
O albümdeki tüm sanatçılar ayrı harika. :)
Anneme şimdi dedim ki "Nar alalım mııııı?" Canım çekti resmen :)
YanıtlaSilBu biraz da, "anne nar ayıklar mısın bana?" demek, sanırım. :))
SilNar mevsimi geldiyse herkese ayrı ayrı kaselerde ayıklayıp sunma vakti
YanıtlaSildemektir. bu işi evde benden başka yapan yoktur çünkü
üşeniyorlar. ama çok da yararlı bir meyve, yememiz lazım. tatlılar üzerine de koymaya bayılırım.
Çocukluğumdan beri diyebilirim, evdeki meyve soyma işleri benden sorulur. Soyar ayıklarsam bayıla bayıla yer ev ahalisi. :))
SilNar ayıklamayı hiç sevmezdim ve o sebeple de yemek aklıma düşse bile uzaklaştırırdım. Bu sene bir tanıdığımızın ağacı bolca nar verince koca bir poşet getirmiş sağolsun. Reçel bari yapayım dedim ama içim sıkıla sıkıla. Nar ayıklamak meğer terapi gibiymiş yolunu yordamını öğrenince. Ne mutlu oldum anlatamam :))
YanıtlaSilKeyifli ve nar gibi bereketli günlerin olsun ♥
Hah! Kesinlikle nar ayıklamak terapi gibi, bence de. Aslında meyve soyduktan sonra çıkan kabukları ufak ufak doğrayan bir insan olarak, terapi süresini uzatmayı denemiş oluyorum, bir yandan. :))
SilTeşekkürler Şebnemciğim, keyifli günler diliyorum. :)
Eve bir milyonculardan narmatik aldığımdan beri narla barıştım ben :) Tek tek olayına sabrım yok. bu narmatikler azıcık eziyor taneleri tepelerine vurulunca ama ne gam, dipte biriken suyu da bir güzel kafaya dikiveriyorum :)
YanıtlaSilŞimdi hatırlatınca açtım spotifydan albümü, Nazancığımın sesi kulağımda yazıyorum bunları.
Albüm beni benden alıyor, iki gündür. Şule'nin hatırlatmasıyla Çamur'un Aşk Bin Defa yorumunu bin değilse de yüz kere dinledim. :)
SilNarın bir kesme usulü var, denk getirince bilmece çözmekten kurtuluyorsun, pıtır pıtır dökülüyorlar. :)