27 Ekim 2021 Çarşamba

27 Ekim Çarşamba

Bugünün daha güneşli ve ılık bir gün olacağını ummuştum, pek öyle olmadı, serin sayılmazdı gerçi...

* Bu sabah, dünden biraz daha erken uyandım. Sonra yine kitabımı dinledim epeyce, sonra yine uyumuşum. Egzersize başlamadan önce kendimi iyi hissediyorsam, uykumu almış olduğumu düşünüyorum, aksi halde hareket etmeyi hiç istemiyor bünye.
Annemle kahvaltımızı yaptık, kardeşimle günlük telefonaşırı fikir alış verişimizi  tamamladık. 

** Öğlene doğru mahallemizin butik AVM'sine gittim. İki senedir sanırım ilk kez bütün katları alıcı gözle dolaştım. Üç dört mağaza kapanmış, yerlerine yenileri açılmış. Aradıklarımın hepsini kısa sürede buldum, şansım yardım etti diyeyim.
Eve döndükten sonra annemi yürüyüşe çıkmak için ikna etmeye çalıştım, havanın bulutlanmasını bahane etti, çıkmak istemedi.

*** Akşamüstüne doğru kendime sade kahve yaptım, yeni kitabımı alıp balkona çıktım, kucağıma battaniyemi aldım. Arada bulutları seyrettim, kahvemi içtim, kitabımı  -Tolstoy'un "Sanat Nedir"ini-  okumaya başladım. 
Kitabın arka kapak yazısından aktarayım:
"Anna Karenina, Savaş ve Barış, Diriliş romanlarının büyük yazarı, ömrünün son otuz yılında kendini tümüyle kuramsal çalışmalara vermiş, insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, sanat, estetik gibi konular üzerinde yazmaya yönelmiştir." 
Sanat Nedir? ilk kez 1897'de yayımlanmış, Rusya'da hep sansüre uğramış, sansürsüz ilk baskısı 1898'de Londra'da yayımlanmış.



Dip Not:
Mutfağa girdiğimde gözüme çarptı, masanın üzerine güz gelmiş,
Ayva değil, ama, mandalina ve cennet hurması sarı, elma ve nar kırmızı,
Arkadaki sepette ise, ceviz, badem, fındık göz kırpıyor.

4 yorum:

  1. Hava bir açtı, bir kapadı, arada atıştırdı bile bugün. Ne güzel yapmışsın balkonda battaniye keyfi yaparak, pek severim :) bizim butik avm'ye ben de gittim geçenlerde, gerçekten ne çok dönüşüm olmuş değil mi? orada tiyatrolara sinemalara gittiğimiz günler de gelsin artık lütfen :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim AVM'ye bugün de gittim. Böyle böyle ayağım alışacak ve sinemayı da bir ilk seansta deneyeceğim, sanırım. En azından niyetim bu yönde. :)

      Sil
  2. Günaydııın. Sabah çıktığımızda doktor randevum için pek sevindik güneşli diye, ama eve koşarak döndük. Ne kadar sertti dün hava burada. Donduk. Çok erken soğudu ve çok da sert geçecek diyor meteorologlar. Bir kere daha konuşmuştuk, eskisi kadar deli deli sevmiyorum soğuk havaları. Ruhunu seviyorum yine de, ama hayvanlar, sokaktaki insanlar, ısınma sorunu yaşayan insanlar ve tabii kombiyi her açtığımızda damla damla akan paralarımız fikri keyif almamı engelliyor.
    Çok uzun süredir kitap almıyorum, bundan da bahsetmişimdir. Hem kütüphanemde alıp okumadıklarımla hem alıp okuyup canımın yeniden okumayı çektikleriyle hem de kindle maarifetiyle internetten bulduklarımla neredeyse 3 yıldır kitap almıyorum. Hediye gelen :) ya da dayanamayıp aldığım çok sevdiğim bazı yazarlarınki hariç. İşte bu bağlamda Anna Karenina'ya başlıyorum bir kaç güne. Bildiğimiz popüler hikayenin derinliklerinde roman neler neler anlatıyordur kimbilir. Don Kİşot ve Notre Damme'ın Kamburu'nu okuduğumda ne kadar da bildiğimizden derin romanlar olduğunu görüp kendime kızmıştım niye okumadım diye. Bakalım Anna neler yaşatacak bana. .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Soğuk havalar konusunda ben de eskisinden daha az sevgi doluyum. Çünkü neden? Bahar ve güz havaları çok güzeller. Bayıltmıyor da dondurmuyor da, iyi işte. :) Ayrıca, senin takıldığın konular benim için de geçerli. Zarar görecek olanları düşününce, çok soğuk hava sevimli gelmiyor.

      Bir kaç senedir, "ne varsa klasiklerde var" düşüncesine iyice ikna ettim kendimi, bir kaç Türk klasiği okudum, yabancı klasiklerin baba ebattakilere henüz göz süzüyorum, daha slim olanlarından bir iki deneme yaptım. Bakalım, senin Anna Karenina nasıl gidecek? Bir kaç sene önce Bayan E. okumuş ve meftun kalmıştı. :)

      Sil

Hoşgeldiniz!