Gün boyu rüzgar gündoğusundan esti, hava kuruydu ve parlak mavi bir gökyüzü vardı.
* Hava geç aydınlanıyor ya, ben de geç uyanıyorum iddiasında bulunmuştum daha dün. Bu sabah ezan vakti uyandım, haydi buyurunuz, ne denir?
Uykumu almış gibiydim, biraz kitap dinledim. Önceki gün Storytel'de Frederic Gros'un yazdığı Yürümenin Felsefesi'ni dinlemeye başlamıştım. Sabah Nietzche hakkındaki bölüm bitti, Rimbaud bölümü başladıktan sonra uyumuşum; ninni gibi gelmiş olmalı. Dinlemek isterseniz, kitap burada.
** Öğlende annemin ilaç takibi için yakınızdaki hastaneye doktoruyla görüşmeye gittim. Döndükten sonra güneşli havayı fırsat bildik annemle evin civarında ve küçük parkımızda yürüyüş yaptık, ağaçlardaki sonbahar renklerini seyrettik.
Eve döndüğümüzde pirpirim çorbası içtik. Çorba denir ama daha çok sulu yemek gibi düşünmelisiniz, doğranmış semizotu, domates, azar azar bulgur, yeşil mercimek, nohutla pişirilen lezzetli bir yemektir.
*** Akşamüstü saatlerini, uzun zaman sonra ilk filmi izlemeye ayırdım. Dün Beyoğlu sinemasında afişini gördüğüm, Sevgili Okul Arkadaşım'ın dünkü yazısında anlattığı ve kıştan beridir listemde olan Kore filmi Minari'yi izledim. İnsana huzur ve hüzün duygularını birlikte yaşatan bir filmdi, izlediğime memnunum.
Dip Not:
Mahallemizin küçük parkı sonbahar renklerine büründü,
Güneşin keskin zamanıydı, renkler patlamış sanki,
Hayal gücünüzü kullanırsanız daha hoş olacak,
Sevgili Okul Arkadaşım,
YanıtlaSilUyumayı sorun etmeyin, yalnız değilsiniz, bir çoğumuz benzer durumdayız, bazen sabah ezanından önce bile uyandığım oluyor ki geç de yatıyorum, çoğu zaman tekrar uyuyamıyorum ancak çok derin uyku, belki o nedenle sonra ihtiyaç duymuyorum; saate bakmasam ne uyumuşum diyeceğim kesin:) O kitabı her seferinde listeme ekliyor sonra çıkarıyordum. Sonunda takip listemden de çıkardım. Ezelden beri severim ve yürürüm, benim felsefem bana dedim:)
Sevindim filmi izlemenize:)
Sevgili Okul Arkadaşım,
SilUyku düzenlerimiz hassaslaştı bir süredir, neyse fazla dert etmeden idare ediyorum, ben de. :)
Ben de önce yürümenin felsefesi nasıl olur diye sormuştum kendime. :) Kitabı dinledikçe anlıyorum ki, yürümekten zevk alan ve bunu düşünmenin bir yöntemi olarak kullanan yazın ve düşün insanları ve etkileşimleri anlatılıyor. Zevkle dinliyorum.
Filmi seyrettiğime memnunum ben de. :)
Sevgili Okul Arkadaşım,
SilBu sabah biten kitabı koyup okunmayanlar bölümünde kitap bakınırken gördüm ki ben Yürümenin Felsefesi'ni almışım ve o nedenle takip listesinden silmişim, bir ara zevkle okurum ben de artık; uzun bir yürüyüş esnasında:)
filmi ben de bu akşam seyrettim. davidle büyükanneye bayıldım :)
YanıtlaSilİkisi de ayrı ayrı ilginç ve tatlı tiplerdi. :)
SilBana öyle geldi ki, filmin senaristi yıllar sonra geçmiş günlere bakan o küçük çocuktu. ;)
evet sanırım öyleymiş ama ne tatlı oynuyor. büyük anne de...bugün zaman zaman aklıma geldi bazı sahneler, güzeldi gerçekten...
SilFilmi bende merak ettim. İkinci yazıda denk gelişim.Ağaçlar ise bu rengarenk halleri ile muhteşem...
YanıtlaSilBu mevsimin renkleri insanı büyülüyor, değil mi?
SilFilm çok tatlıydı. :)