24 Ekim 2021 Pazar

24 Ekim Pazar

 Lodosun gözü yaşlıdır derler ya, yine şaşmadı. Dünkü lodosun arkasından bu sabah  ince ince yağmaya başladı, öğlenden itibaren daha görünür yağdı, poyraz da havayı epey soğuttu.

* Dün gece uyumadan önce ve bu sabah uyandıktan sonra Storytel'de Nilay Örnek'in Nasıl Olunur podcast serisinde Cem Yılmaz'la yaptığı söyleşiyi dinledim. Böyle iki seferde dinlememin sebebi, genellikle bir saat civarı olan söyleşilerin bu defa iki saati aşmasıydı. Çok hoş bir söyleşiydi, keyifle dinledim. 
Söyleşi You-Tube'a da yüklenmiş, Storytel'e üye değilseniz buradan dinleyebilirsiniz. 

** Günün en önemli faaliyeti Kitap Kulübümüzün nerdeyse iki seneden sonra ilk kez yüz yüze toplanacak olmasıydı. Caddebostan'daki toplantı yerimize evden bir saat süren bir yürüyüşle ulaştım. Yine uzun süredir Bağdat Caddesinin Erenköy'den sonrasına yürüyerek geçmemiştim. Caddedeki yeni binalara, yeni yerleşimlere, mağazalara, restoranlara yine yeniden şaşkın şaşkın baktım. 
Kızımın 8. sınıfta gittiği dersanenin binası yıkılmış ve yerine bir telefon bilgisayar markasının önünde kuyruklar uzanan mağazası açılmış, mesela. Sonra yıllarca Şaşkınbakkal'daki köşe binada yerleşmiş yer tarifinde kullanılan markanın yeni janjanlı binasını gördüm, onun karşısında da geçen seneden beri caddenin tozunu attıran büyük kitapçının ilk mağazası var. Erenköy'de bir bankanın şubesi ve cam eşya satış mağazası da şıkır şıkır ışıldıyordu. Yıkılmış, ama henüz yapılmakta olan, kim bilir ne kılıkta karşımıza çıkacak yerler de cabası...
Kitap kulübü derken, aldım başımı gittim ya,  toplantı epey duygusaldı doğrusu; hem yeniden buluşmak, hem görüşülemeyen arada olanları konuşmak, en sonunda biraz da sanat ve kitap muhabbeti yapmak.

*** Eve yine yağmur altında  yürüyerek döndüm. Biraz üşümüş ve yorulmuştum. Karnımı doyurup, kalan iki bölüm Leyla ile Mecnun'u izledim. 
Şimdi Nuh'un Gemisi'nin bu haftaki caz müziği başlıklı bölümünü dinliyorum. Arzu edenler için link burada. 


Dip Not:
Eve dönerken caddeden değil, tenha sokak aralarından yürüdüm.
Yağmur sesi, toprak kokusu, dökülen yapraklar, sakin sokaklar...
Güzeldi.

14 yorum:

  1. hiç duymamıştım "Lodosun gözü yaşlıdır" terimini. ne güzel tanımlamaymış.

    cem yılmaz uzundu ama bence de çok keyifliydi. nilay örnek gerçekten iyi bir kotarıyor bu söyleşi dizisini.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok severim bu sözü, her lodosun arkasından az veya çok mutlaka yağmur yağar. Cuk oturan bir tespit ve deyimdir. :)

      Sil
  2. Ne iyi yapmış da gezmişsin ben evdeydim hep.

    Marka isimlerini özellikle vermiyorsun herhalde.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yağmurda yürümek keyifliydi doğrusu, özlemişim. :)

      Marka isimleri öyle denk geldi, nedense yazmayıverdim. Burada büyük açıklamayı yapıyorum şimdi. :))
      Önünde kuyruk olan mağaza, Apple,
      Şaşkınbakkal'dan Erenköy'e taşınan Boyner,
      Karşısındaki kitapçı Penguen,
      Erenköy'deki diğer mağaza Paşabahçe,

      Sil
    2. :))))))))) Apple Penguen ve Paşabahçe yi tahmin etmiştim de Boyner e çok şaşırdım. Hatta geçen gün önünden geçtim de fark etmemişim. Hey gidi koskoca Boyner.

      Sil
    3. Boyner'inki komik aslında, eskiden Beymen olan yerde şimdi Penguen var ya, onlar da gele gele karşı kaldırıma gelmişler, ayrılamıyorlar o civardan. :))
      Yaa evet, Şaşkındaki işaret noktası M & S olarak tek kaldı şimdilik. ;)

      Sil
    4. Kazım Kulan Pasajı'nı unutmayalım :)

      Sil
    5. Unutmayalım Serpilciğim, haklısın. :)

      Sil
  3. "Lodosun gözü yaşlıdır." Çok sevdim ifadeyi.

    Nedense bu aralar uzun sohbetleri dinleyemiyorum, giriyorum ve yarıda bırakıyorum ki iki saatin sonunu mümkünü yok getiremem; sanki dokunabildiğim ve kararların kendi elimde olduğu canlı hayattımdan çalınıyormuş gibi his yaratıyorlar bende. Hiç öyle olmamasına rağmen zamanımdan kayıp gibi görüyorum. Garip bir davranış kabül:) Sanırım bu da bir pandemi yan etkisi.:)

    Nuh'un gemisindeyim an itibariyle ama!:)

    Teşekkürler Sevgili Okul Arkadaşım,

    Açılış şarkısı da muhteşem:)

    YanıtlaSil
  4. Yılların tecrübesinden süzülmüş bu ifadeyi ben de çok severim Sevgili Okul Arkadaşım. :)

    Hepimizin üzerinde çeşitli pandemi etkileri oldu, alışkanlıklarımızı davranışlarımızı etkiledi. Geçecektir zamanla. :)
    Cem Yılmaz söyleşisini özellikle yazmıştım, insanı gülümsetiyor ve düşünceleriyle umut veriyor.

    Nuh'un Gemisi'ni akşam bir fasıl dinledim, şimdi yeni baştan dinliyorum. Çalan müzikler, soğuk bir sombahar akşamına yakıştığı kadar, bulutlu bir Ekim sabahına da yakıştı. :)

    YanıtlaSil
  5. cem yılmaz söyleşini ilk dakikalarda kapadım,bir bayanım yanında nasıl öyle açıkça küfür etti pes doğrusu yazık küfür dilimize bu şekilde yerleşiyor nasıl dikkat etömez insan sözlerine...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Küfürlü konuşmalardan rahatsız olan için küfür duymak sevimsiz oluyor, haliyle. :(

      Cem Yılmaz, konuşmanın yaklaşık 15. dakikası civarında "küfürlü konuşmakla terbiyesiz olmak arasında çok fark var" diyordu.

      Sil
  6. Geçen haftanın sabah esnemelerinde Cem Yılmaz söyleşisini parça parça ben de dinledim. Zİra dediğin gibi çok uzun. Biraz ukala mı geliyor ne bana bu Cem çocuk ya da belki hakkı. Yine de sahne sanatları içerisinde çoooktaaaan adını ileriye bırakmış birinin söyleyeceği şeyleri merak ediyor insan.
    Benim de bir Şişliden Taksim'e yürüme isteğim var bu ara. Hep yer altından gittim ne zamandır, yer üstünün ne hale geldiğini çok merak ediyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiden adım adım bildiğim caddelere yabancı kalmak biraz sinirimi bozuyor, doğrusu. Benim bütün o eski mekanları sırayla dolaşma isteğim var. haydi yürüyelim arkadaş. :)

      Cem Yılmaz, evet biraz ukala gibi algılanabiliyor zaman zaman. Zeki adam, tavrını da esprilerini de seviyorum, şahsen. Öyle yani. ;)

      Sil

Hoşgeldiniz!