Bugün sonunda güneşli bir gün, gökyüzü mavi.
* Sabah erkendi, halen emekli olmamış iki arkadaşımızdan biri işyerinden çektiği dolunay fotoğrafını gönderdi, ay henüz batmadan önceki anındaydı. Fotoğraf, Şişli'deki Trump Towers'ların arasından görünen bir açıdan çekilmiş.
Gündelik hayat ritmi başladı sonra, S. geldi ev temizliği için, annemle kahvaltı yaptık, sonra dışarı çıktım.
** Aile Hekimliğine gidip anneme grip aşısı yazmalarını rica ettim ki, gidip eczaneden alayım, sonra annemi alıp getireyim, kadıncağız iki kez gidip gelmesin. Hayır, olmazmış, kendisi gelsinmiş mutlaka.
Yaşlı insanların ne kadar güçlükle bir yerden bir yere gittiklerini, onlarla yaşayanların da hayatının onlara destek olurken zorlaştığını, bu esnetilmesi düşünülmeyen kurallarla hayatı güçleştirenlere bir hatırlatan olmalı. Bir gün yaşlandığınızda göreceksiniz siz de, diyerek kesiyorum.
Ha sonra ne oldu? Öğleden sonra taksiyle gittik, gayet efendi ve halden anlar bir taksiciydi, yakın mesafe kusura bakmayın dedim, hiç fark etmez efendim dedi, gönlümü çaldı resmen. Aşı reçetesi yazıldı, annem aile hekimliği bahçesinde bankta oturup beklerken ben koşturarak gidip arka sokağımızdaki eczaneden aşıyı aldım, geri döndüm, annem grip aşısını oldu sonunda.
*** Günün hoş anları da vardı çok şükür.
Biz aşıdan dönerken kardeşim evindeki tamirat işini hallettirmiş olarak yola çıkmış, biz yürüyerek eve ulaşana dek o da geldi, annemin yaptığı kabak tatlısından yedik, çay içtik.
Akşamüstü oğlum iş çıkışı çaya geldi. Simit, peynir, çay ve özlem gidermece. En güzeli.
Günün diğer keyifli hareketi Küçük Joe ve Şulem ile düzenlediğimiz Tarkovsky'nin "Blue" filmini seyretme buluşmasıydı. Derken bilgisayar televizyon bağlantısında bir aksaklık oldu, filmi bu seferlik izleyemedik. Önce biraz sohbet ettik, atıştırmalıklar eşliğinde, Joe'nun ünlü pancarlı meyveli şifalı içeceği ve boza onları tamamladı. Sonra da masa başına geçip Trivial Pursuit oynadık. Hiç bilmediğim, ilk kez tanıştığım bir oyundu ve bilin bakalım ne oldu? En gerilerden gelip, ipi göğüsledim ve kazandım! Acemi şansı işte.
Joe'cuğumun tatlı ev sahipliğinde geçirdiğimiz akşam, gelecek defa görüşmek üzere dileklerimizle sona erdi, evli evine köylü köyüne...
O "Blue" seyredilecek, kararlıyız!
Blue Kieślowski'nin değil miydi? üçleme hatta bu film serisi. eğer
YanıtlaSilbu üçlemeyi seyretmediyseniz de öneririm. ama Tarkovski nin tüm filmleri de çok güzeldir.
Evet, ta kendisi Pembeciğim. :)
SilAslında şöyle; biz üçümüz de kezlerce bu filmi ve başka Kieslowskileri seyretmiş olup, hadi bir kez daha birlikte seyredelim demiştik. Teknik nedenlerle erteledik, şimdilik. :)
ekmekçim dün o kadar çok soruya doğru yanıt verdi ki, ki burada hatlar karışmış o yüzden :) Evet, Kieślowski'nin bleu'su hepimiz için özel diye bir kez de birlikte izleyelim demiştik ama teknik sorunlar nedeniyle izleyemedik.
SilHatlar mı karışmış? Karışmış mı hatlar? :))
SilYok ya! Bildiğim yerden çıktı, acemi şansı, kör talih...
teknik sorunların gözü kör olsun. neyse ki geceyi mahvedemedi.
SilMuhtemelen izlenmiştir diye düşündüm ama hani dedim bir kazaya uğramıştır belki, yine de yaz.
SilDekaloglar. İçlerinden birinin sinema verisyonu da vardır ki o da şudur: Aşk Üzerine Kısa Bir Film
Kazananı kutlamak da farz elbette. Yalan yok bende, Sevgili Okul Arkadaşım kazandığı için sevinçliyim:)
Heh hee! Diğer konuları pas geçip doğrudan tebrikleri kabul faslına geçiyorum ve çok teşekkür ediyorum, Sevgili Okul Arkadaşım. :))
SilAyyyy ne iyi yapmışsınız! Şahanesiniz, bedenen olmasa da ruhen orda olmuş gibi bir neşe geldi üzerime...
YanıtlaSilE zaten aramızdaydın C.ciğim, seni andık tabii ki, kulakların çınlamıştır. :)
Silaman pek iyi yaptık valla. bana çok iyi geldi dün gece :)
YanıtlaSilKesinlikle çok iyi yaptık. :)
SilŞimdi bir de sana housewarming şeysi yapmalıyız, bence. ;)
yapalım yapalım, kasım ayı içinde diyelim şimdiden :)
SilDiyelim diyelim, ancak toparlanırız. :)
Silevet yapalım!!!!
Sil