Gece, ara ara yağmur sesi duydum, sabah dünkü lodostan eser yoktu, kapalı ve serin bir güne uyandık.
* Her zamanki sabah hareketleri sürerken, değişik bir durum olarak sık sık telefon konuşmaları yaptım, çeşitli sebeplerle; apartman içinin boyası konusunda, anneme temizlik için gelecek yardımcımızın gün değiştirme isteği konusunda, üç gün önce aradığım D.ciğimin "sen beni aramışsın, şimdi gördüm, nasılsın" konusunda, kuzenimin komşusunun iletilmesini istediği bir apartman işi konusunda...
** Evdeki işleri konuşma aralarında toparlayıp, acele dışarı çıktım, caddeye yürüdüm, aylık kuaför ziyaretimi yaptım. Z. bey, bitmeyen cep telefonu bozulması, düşmesi ve son olarak çalınması hikayelerini anlatarak beni yine güldürdü.
Aslında gülünecek şey değil, ancak kendisi başına gelen telefon talihsizliklerini eğlenceli şekilde anlatınca gülmemek elde değil. İstisnasız her ay yeni bir cep telefonu olayı olmuş oluyor. Hani, başının üzerinde sürekli yağan bir bulutla dolaşan talihsiz insan karikatürü var ya, onun gibi bir durum işte.
*** Kuaför çıkışı kardeşimle caddede buluşup anneme gittik, çay içtik, sohbet ettik. Sonra el birliğiyle annemin yatak çarşaflarını, nevresimlerini değiştirdik. Bu gün de böyle geçti.
Videonun sonunda çalan parçayı uzun süredir dinlemiyordum, eskiden dinlediğim zamanlara doğru yolculuk yaptım.
Dip Not:
Hiç çay çiçeği görmüş müydünüz?
Ben görmemiştim, bu sabah gördüm ve size de göstermek istedim.
Kaynak burada, bu hesapta, çok güzel başka fotoğraflar görebilirsiniz.
ay karadenizliyim sözde, hiç görmemiştim vallahi. ne güzelmiş oysa ki...Corea da ne iyi geldi, yoğun bir günün üzerine...sağol ekmekçim
YanıtlaSilReca ederim efenim, iyi geldiyse ne mutlu bana. :)
SilGüzellikler paylaşılınca anlamlı, malum. :)
Kucaklıyorum.
Çay çiçeği ne güzelmiş öyle...
YanıtlaSilEski güzel günlerde Piyano Festivali'nde Chick Corea'yı sahnede izlemiştim. Enerjisine hayran kalmıştım. Aslında Antalya küçük şehrin tüm nimetlerini elimizin altında imişcesine yaşattı bize. Gittiğim konserleri, izlediğim oyunları, galaları düşününce büyük şehirde yaşasam bunlara ulaşabilir miydim (yol ve trafik nedeniyle, burada çoğu yürüme mesafesinde)dediğim oluyor. Bu yıl henüz cesaretim yok kapalı salonlara. Umudum gelecek yıla. Aslında operamız "Pandemi" adıyla bir bale bile sergiledi. Henüz izlemedim ama ANTDOB'un youtube kanalında varmış sanırım. İlk fırsatta izleyeceğim. Bu arada şundan haberin var mı: https://eff2021.muvi.com/tr
Sevgiyle...
Çay çiçeğine hayran kaldım, pek hoş gerçekten. :)
SilDoğrusu, benim de henüz salonlara girmeye cesaretim yok. Dün iki sergi gezerek hem şeytanın bacağını kırdım, hem bu son iki senenin -0- sayısına bakınca kendimi aştım. :))
Bu verdiğin linkteki etkinlikten haberim yoktu, teşekkür ederim. Umarım son iki gününe yetişmekle ve bir şeyler görebilirim. :)
Aaaa, hiç görmemiştim, dahası olabileceğini bile düşünmemiştim. E acaba bu haliyle alınıp kurutulup demlense nasıl bir tat verir, tat verir mi?
YanıtlaSilBir kaç sene önce "beyaz çay" diye bir şey çıkmıştı. Diyorum ki, acaba çay çiçeği miydi o ?
SilDenemeli, çiçeklerinin tadını. Ama önce çay çiçeği bulmalı. ;)