12 Eylül Pazar

 Bugün hoş bir son yaz günüydü, gündüz bunaltmayan sıcak, akşamüstü serinlikle geçen.

* Sabah erken uyandım ve kulaklığı takıp Nuh'un Gemisi'nin 8 Eylül tarihli son programını dinledim. Bu hafta iki ölümün anması vardı. Anılanların ilki Rollings Stones'un davulcusu Charlie Watts, ikincisi Mikis Theodorakis. 

İlk yarıda çalan Angie ile bağlantılı anılar zincirini bir kenara bırakmış, çalınan diğer parçalara kulak kabartmıştım ki, programın sonuna doğru, Theodorakis'in unutulmaz müziklerinden Zorba filmindeki ünlü dans sahnesindeki melodiyi çalmadan önce, filmin kaynağı olan Kazancakis'in romanı Zorba'da bu sahne anlatılırken "İki Keklik Bir Kayada Ötüyor" türküsünün söylendiğini anlattı, Nuh Cebeci.

Bu defa türkünün bendeki anısı, bağlandığı yerde büyüyen anlar canlanıverdi zihnimde, sabahın sakinliğinde.

Programın linki burada, dinlemek isterseniz.

 

** Kahvaltıyı oğlumla yaptık bu sabah. Onun isteği üzerine bizim evde cici mama olarak (internette arayınca cici papa diye çıkıyor, ilk kez bugün keşfettim bunu!) adlandırılan fırında/ızgarada peynirli yumurtalı ekmeği yaptım. Hayli zamandır yapmamıştım, özlemişiz. 

Ekmekcikız'da bir vakitler yazmıştım, buraya ekleyeyim diye aradım, bulamadım. İnternette arayışım da o nedenden ötürü.

*** Öğleden sonra bir mesaj atıp, kuaförüme çalışıp çalışmadığını sordum. Çalışıyormuş. Caddeye yürüyerek indim, saçım boyandı, yürüyerek döndüm.

Yolda çocuklara "kazandibi ister misiniz" diye sordum. Birisi aşure, diğeri keşkül istedi, kazandibi bana kaldı. (Şulem, yine tatlı lafı ettim, kusura bakma, nedeni malum.)

Dip Not.

Akşamüstü eve yürürken bizim evin sokağına dönmeden bir apartmanın bahçesinde akşamsefaları açmış, mis gibi kokuyorlardı.