Küresel ısınma sonucu yaşanan iklim değişikliği etkisinde bir günü daha yaşıyoruz. Bu defa Sinop ve Kastamonu'dan sel haberi geldi, geçmiş olsun.
* Bu sabah erken uyandım, yine. Kalk o zaman yürü dedim, uykuluyum diye söylenen iç sese aldırmadan. İyi yapmışım, eve döndüğümde enerjimi yükselmiş hissettim.
** Yürürken yakınlarda bir apartman bahçesinde -ki, giriş katında bir çiçekçi dükkanı var- artık mevsimi geçmiş olmasına rağmen tam açılmış bir gül fidanı gördüm. Rengi nasıl kendine çekiyor! Turuncu desen değil, aslan ağzı desen değil, nar çiçeği desen değil. Hepsi birden ve hepsinden farklı bir yandan da. Bahçeye girip fotoğrafını çektim, biraz da geri geri giderken baktım.
Neyse, sabah erken saatte kimseler yoktu ve "bu kadın ne yapıyor" diyen olmadı, sanırım.
*** Bir buçuk bölüm daha The Marvelous Mrs. Maisel izledim, yemek yaptım, çiçek suladım, balkon yıkadım, Homo Ludens'ten "oyun" kelimesinin çeşitli dillerdeki etimolojisini inceleyen bölümü okudum, sıcak bastırdı biraz uyukladım.
Yürürken aklıma gelen bir melodiyi aradım sonra, buldum, dinledim. Bugünün yazısını yazdım, şarkıyı buraya ekledim, buyrunuz. Aysel Yakupoğlu - Gün Gelir
Sevgili C. bu gül senin sevdiğin renkte olansa eğer,
Sana gönderiyorum.
Sabahın erken saatlerinde geri geri başlayan ayaklar nasıl enerji dolu eve dönüyor değil mi hayret!
YanıtlaSilBana da soruyorlar hanfendi afedersiniz de neyin fotoğrafını çektiniz öyle merak ettim diye :)) hiç ufak şeylerden mutlu olmayı başaramıyor bazısı
Gerçekten bazısının derdi bu; değil ufak şeylerden mutlu olmak, onları fark bile edememek. Geçmiş olsun onlara diyelim. :)
Sil