Yaz yağmuru meteoroloji tahminleri yapanları aldattı. Bir haftadan uzun süredir cumartesi pazar acayip yağış geliyor duyuruları, bazı yerlerde sağanak yağış görüldü sonucuyla kapandı. Muhtemelen bir kaç yer çok yağış aldı, o kadar tahmin boşa çıkmadı böylece.
* Sabah uzun bir yürüyüş yaptım. Önce sahile indim, Çatalçeşme'den Suadiye'ye doğru deniz kenarından yürüdüm. Suadiye'de trafik ışıklarından caddeye yöneldim, Şaşkınbakkal'a kadar caddede yürüdüm. Penguen Kitapçısına girdim. Sabah müşterisinin kahve merakı nedeniyle kitap sergileri gayet tenhaydı. Bu defa üst kata da çıktım. Uzun zamandır ilk kez telaş etmeden kitaplara uzun uzun baktım. İkisi önüme atlayan sonuncusu aklımda olanlardan üç kitap aldım.
Kasadaki genç adam, gözlüğümün üstüne taktığım güneş siperliğini beğenmiş, iltifat etti. İçimdeki huysuz "müşteri memnuniyeti için iltifat edin dediler herhalde, çocuk bula bula gözlüğü buldu" dedi, içimdeki iyimser "böyle matrak nesneler takarsan dikkat çekiyor haliyle" dedi. Kendi kendime eğlendim, iki dakikalığına.
** Kahvaltıdan sonra kitaplardan ilkini elime aldım; Çinli yazar Yu Hua'nın "On Sözcükte Çin" isimli anı-deneme kitabı. Yazarın ünlü romanı Yaşamak imiş, sonradan bu kitaptan Cannes'da 1994'de ödül almış bir film de yapılmış.
Kitabın henüz önsözünde iken satır altlarını çizmeye başladım. İlgiyle, merakla, bazı benzerlikleri okudukça başımı sallayarak okuyorum.
*** Dün gece seyrettiğim bir filmden de söz edeyim: Gümüş Patenler / Serebryanye konki.
Adını çocukluğumun çok sevdiğim aynı adlı romanına benzeterek izlemeye başladığım bir filmdi. Kısa sürede anladım, o değil. Ancak akıcı bir filmdi, ilgi çekici bir dönem filmiydi. Keyifle izledim.
Dip Not:
Gülibrişimler de açmışlar. Hafta başında görmüştüm, ilk.
O gün etrafındaki insanları rahatsız etmeyeyim dedim, fotoğraf çekmedim.
Bu sabah tenhaydı, o pomponlu mis kokulu çiçekli ağacı es geçmedim.
gülibrişimler ne güzeller di mi? ben de bugün bir bunlara bir de manolyalara bayıldım...
YanıtlaSilÇocuk beğenmiş demek ki gözlük siperliklerini şekerim, ne güzel işte :)
Değil mi, beğenmiş iltifat etmiş, ben söyleniyorum. :))
SilEvet bu ara manolyalar da çok nefisler. :)
Ya bu müşteri memnuniyeti için iltifat yeni mi çıktı??? :)) Anneme de kasadaki çocuk "ay doğum tarihinize baktım hiiiiiç göstermiyorsunuz inanılmaaaz" demişti, annem de "çok çalıştım çocuğum, sen de çalış böyle" deyip yürümüştü ben kihkih kohkoh offff
YanıtlaSilmanolyalar bizdekilerden farklı olmalı, yeni açmalarına çok şaşırdım! bizde nisanda açtı geçti, tek defa açıyor burada...
Benim içimde bir şeytan dürttü, öyle tersinden düşündüm. Sonra yine düşündüm, memlekette kabalık, inceliksiz davranışlar diz boyu olunca biraz nezaket içten değilmiş gibi mi algılıyoruz acaba?
SilManolyalar iki cins C.ciğim. Sizin orada da bizde de Nisan'da açan (hani pembe çiçekli olur genellikle) çıplak manolya diye bilinir. Çünkü, onların önce çiçeği açar, sonra yaprağı çıkar.
Haziranda açan manolya, tabak gibi büyük beyaz çiçekli olur ve çiçeği mis kokuludur ayrıca yaprakları yaz kış yeşildir. Zeki Müren'in şarkıda "koklamaya kıyamam, benim güzel manolyam" dediği gibi, çiçeği hassastır, dokununca rengi solar.
Böylece bugünkü botanik biliminden damlalar saatimizin sonuna geldik, değerli okurlar. :))