3 Temmuz Cumartesi

Dün gece uyumaya hazırlanırken, gece gök gürültüleriyle uyanabiliriz  sanıyordum. Sabaha karşı kuvvetli bir gök gürlemesi oldu, o kadar. Beklenen yağmur bizim mahalleye yağmadı, rüzgârı ve serinliği geldi. 

*  Sabah erken uyanınca çıkıp yürüsem dedim, sonra biraz kitap okuyup üstüne uyudum, iyi geldi.

Sonra, egzersiz, annemle kahvaltı, alışveriş-yürüyüş karışımı, ekşi mayalı hamurdan çörek yapımı gibi faaliyetlerle günün yarısından çoğu geçti gitti.

** Bir kaç gündür cep telefonum elimden düşmez oldu, geçerli bir sebep yok aslında. Biraz alışkanlık biraz başlayınca sür git bir şeylere bakmak belki. Bugün, bu ne yahu dedim kendime, bırak şunu kenara. Du bakali! Daha iyi, oldu sanki.

*** Öğlen yemeğini akşamüstü gibi yedim. Aslında iki öğün yemek, öğleni atlamak istiyorum. Henüz bu tasarımımı tamamen uygulayamadım. Böyle biraz biraz kaydırarak, öğlen çok hafif yiyerek hedefi tutturacağım. 

Bugünkü öğlen yemeğim semizotu salatasıydı. Buzdolabında ayıklanmış, yıkanmış, kurutulmuş ve bir kutuda kağıt havluyla sarılı yarım demet kadar semizotu vardı. Bu hale getirmek biraz zaman alıyor, ancak, gerekli olduğunda çok kısa sürede hazır salata oluyor.

Semizotu yapraklarının üzerine biraz tulum peyniri ufaladım, 5-6  tane cevizin içini ufakladım, yarım domates dilimledim,  sızma zeytinyağı ve sumak ekşisiyle sos yapınca, nefis ve serinletici bir salata oluverdi. Öneririm, deneyiniz.

Dip Not:

Salata fotoğrafının netliği olmamış sanki. Çare yok, bitti gitti. Gelecek defa borcum olsun.

Burada bir şarkımız var,  sevdiğim bir dizi filmden. Bu ara yeniden yayınlayacaklarmış.