12 Temmuz 2021 Pazartesi

12 Temmuz Pazartesi

Bugün gökyüzü puslu, hava nemli. Gün içinde koşturup durdum, bol bol terledim. 
Kaç günkü klima açmama direnişimin sonuna dayandım dün gece, aleti çalıştırıp nem almaya getirdim. Böylece sabah oğlumla aynı sözü söyleyerek başladık güne, "oh ya, nem olmayınca ne güzel uyunuyormuş!"

* Dün akşam annemin buzdolabına bir şeyler yerleştiriyordum. Alttaki buzluk çekmecesini önce zorlukla çekebildim, sonra geri iterken takıldı. Tamamen çekip baktım, buzdolabının çekmeceye bitişik duvarı ve altı buz tutmuş. Açıp kitabına baktım, internetteki muhtemel sorunlar ve giderilme sayfasına baktım. Anlaşılan fazla doldurmuşuz, belki o nedenle belki no-frost modeli senede iki kez fişini çekip boşaltın sonra yeniden çalıştırın önerisine uymadığımızdan olmuş karlanma. 
Annem, telaşlandı haliyle; dolap dolu yavrum nasıl fişini çekeriz, olur mu öyle filan. Dedim, annem sabah ola hayrola. Kahvaltıdan sonra servisi aradım, onlar da dün bulduğum sayfadaki öneriyi tekrarladı. Lütfen buzu delici, kesici aletle temizlemeye kalkmayın uyarısı da cabası. ( Anlaşılan bizim millet, buzlanmış yeri itip dürtüp temizlemeye meraklı.) 
Dolabı fişten çektim, alt çekmeceyi çıkardım, saç kurutma makinesini alıp çalıştırdım ve buzlu yere tuttum. İki üç dakika sonra çıtır çıtır buzlar eridi. Beş dakika sonra buzun kenarından tahta spatulayla dürtünce koca kalıp buz yerinde çıktı. Akan suları kurulayıp, çekmeceyi taktım, dolabı çalıştırdım.
Annem konuyu gözünde büyütmüştü, memnun oldu "çabuk halloldu, neyse" dedi.

** Dışarı çıkma saatim "D vitamini alma saati" ne dönüştü son günlerde. Tesadüfen, tam da tavsiye edildiği gibi öğlen gün ışığı dikken dışarı çıkıyorum. 
Bu defa annem için eczaneye ve peynir zeytin almaya gittim. 
Eve dönüşte on-onbeş dakika içinde bir sürahi suyu içtim sanırım. Öyle yanmışım!
Evde yemek yapım faaliyetine girişince, bu defa ocağın karşısında yandım. Nasıl bir şuursuzluksa araya bir de çilek reçeli yapma işi sıkıştırmışım. Öyle ki, Şulem "akşamüstü bir kahve içsek mi" demek için aradığında yorgun bedenimin yorgun aklının cevabı  "akşamüstü oldu bile, saat beş, ben bu saatte kahve içmiyorum" oldu. Bir yandan da içim "kalk git işte" diyor. Neyse ki, Şule'nin önerisiyle yarın haberleşmeye karar verdik, içim rahat etti.

*** Yazıya başlamadan önce  yeni yayınlanmış bir videoyu izledim. 
Jakub Josef Orlinski Vivaldi'nin Stabat Mater eserini seslendiriyor. 
Stabat Mater, İsa peygamberin çarmıha gerildiği sırada annesinin çektiği acıyı anlatan bir ilahi. Özellikle barok dönemde pek çok önemli besteci tarafından bestelenmiş.
Orlinski, esere güzel sesiyle hayat verirken eşlik eden video ayrıca etkileyici.



Dip Not:
Balkondaki begonvil Mayıs başında iki kuru daldı. Yavaştan yeşerdi, yapraklar çoğaldı.
İki üç gündür çiçeklerini de göstermeye başladı. Yaz gelmiş, kesin bilgi.


6 yorum:

  1. nem alma ayarlı klima mı varmış? az önce ben de onca gün direndikten sonra salondakini açtım, ne büyük konformuş...nasıl hafifledim, uyandım, enerji doldum.
    Buzlara saç kurutma makinesi tutma dahiyane fikir bence.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yani şöyle oluyor; klimanın çeşitli ayarları var, hızlı soğutma, üfleyerek soğutma, nem alarak soğutma ve hiç kullanmadığım ısıtma.
      Beni sıcaktan daha çok havadaki nem rahatsız ediyor, dolayısıyla fazla soğuğu değil, nem alarak serinletme ayarını tercih ediyorum.
      Ayy, klima eksperi gibi konuştum, değil mi? :))

      Valla saç kurutma makinesi, gayet pratik ve temiz bir çözüm oldu. :)

      Sil
  2. bugün çok sıcaktı di mi? benim de elim kolum düştü sanki. hiç bir şey yapasım gelmedi. yazı sevmiyorum diyorum, boşuna değil!

    geçenlerde emin çapa da begonvil fotosu paylaşmış ve "kim demiş istanbul'da yetişmez diye" diye yazmıştı. ben de daha iki gün önce söyledim zarif eşime, yeni evin balkonunda begonvil istiyorum kesin diye :) yaz sıcaklarının cefasını çekiyoruz, sefasını da sürelim bari :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben sana begonvil veririm, yeni evine. Nasılsa o vakte kadar yavrular benimki. :)

      Hava bugün de sıcak yine. Ne yapalım, dayanacağız...

      Sil
  3. Selam begonvil harika Hem Ankara'daki eve hemde Sinop'ta ki eve aldım. İkisi de kurudu. Ankara'daki evde yazın sulanmadığı için Sinop'ta ki evde kışın sulanmadığı için vaz geçtim. Ama bir süreliğine. Belki Sinop için yine alabilirim. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Begonvil Sinop'ta olabilir, ancak Ankara'da özellikle korumalı bir yerde cam balkonda filan değilse, biraz zor olur gibime geliyor. Denemek lazım. :)
      Sevgiler.

      Sil

Hoşgeldiniz!