13 Nisan Salı

Bu sabah her zaman olduğu gibi saat 7'de uyandım, biraz daha uyusam iyiydi. 

Bu sabah fırına vermeyi planladığım ekşi mayalı ekmeğin hamuru dün gece fazla kabarınca, sabahı beklemezdi, gece yarısına doğru fırını yakmış ve ekmeği pişirip, yatana dek 1'i bulmuştum. Hani 8'de uyansam fena olmazdı, doğrusu.

* Erkencilik işe yaradı yine de. Biraz Didem Madak'ın "Ah'lar Ağacı"nı okudum, biraz ortalık topladım, çamaşırları kaldırdım, geçiverdi zaman.

Ah'lar Ağacı'nın ortalarından bir kaç satır aktarayım buraya. (Metis Yayınları - Sf. 21) 

"Bazen ah diyorum durmadan, 

şimdi ben ahlatın başında, 

otuz iki yaşımda. 

Ahlar ağacı gibi. 

Rengârenk çaputlar bağladım yıllarca dallarıma, 

Mavi, mor, kırmızı ve yeşil, 

İstedim, hep istedim, 

Sen iste derdim, iste yeter ki 

Vereyim. 

Her istediğimi verdim.

Arttım, fazlalaştım, 

Eksikli yaşamaktan. 

Ahlar ağacıyım, gibisi fazla. 

Başka bir şey istemem 

Artık beyazlaşan üç-beş tel saçıma, 

Hesabımı vermekten başka. 

Vasiyetimdir: 

Dalgınlığınıza gelmek istiyorum 

Ve kaybolmak o dalgınlıkta."

** Arkadaşlarım yazışıyordu, sıkıntılı ruh hallerinden şikayetçi herkes. Sabah radyoda dinlediğim yeni bir Nüket Duru şarkısı geldi aklıma. Tam Nüket'lik, fıkır fıkır bir şarkı. Onu gönderdim, moral olsun dedim. Dinlediler mi bilmiyorum.

Siz belki dinlemek istersiniz, burada. 

*** Bugünün diğer faaliyetleri "normal".

Biraz yürüyüş, biraz mutfak işi, biraz okumak, yazmak.

Şükür.

Dip Not:

Yelkenlimiz az sonra Kınalı açıklarına ulaşmış olacak.

Şimdilik altından geçtiği buluta güzelleme yapmakta.