16 Mart Salı

Bugün sabahtan beri lodos deli deli esiyor.  İstanbul'da lodos eserken hava bunaltıcı şekilde sıcak olur. Oysa, dün geceki yağmurdan sonra hava soğumuş. Böyle olunca, lodos esiyor ve hava soğuk gibi tuhaf bir durum ortaya çıkıyor. Lodosun vazgeçilmez hediyesi, baş ağrısı yerinde yine de!

* Bu sabah annemdeki Saatli Maarif takviminde günün tarihine bakarken aklıma düştü.

Burada hüzün ve acı anılar olsun istemiyorum, o nedenle ayrıntı yazmayacağım. Canlarına değsin, anılarına gitsin.

Fikret Kızılok'tan bir şarkı Bu Kalp Seni Unutur mu?

** Geçen gün duymadığım için hayretler içinde kaldığım alarm sesine sebep, sistemin aküsünün bitmesi imiş. Gece gece elektrik kesilince sistem eyvah eyvah deyip bağırmaya başlamış. 

Bugün gelip yenisiyle değiştirdiler. Meğer, akü oksitlenmiş filan. Akü bu, kullanılmayınca biter de oksitlenir de...

*** Evdeki tamirat ve yemek işi bitince çıkıp biraz yürüdüm. Lodos daha bizim mahallede ittirip durunca sahile inmekten hepten vazgeçtim. Bir turlayıp eve döndüm ve MUBİ'de Reha erdem'in son filmi "Seni Buldum Ya!"yı seyrettim.

Geçen sene pandeminin başlangıcındaki ilk eve kapanma esnasında Zoom üzerinden çekilmiş filmi çok sevdim. 

Oyuncular çok sevdiklerimden, karakterler harika. Belki de ilk kez oyuncuların kameraya değil de bilgisayar ekranına oynadıkları bir film bu. Ortaya çıkan, hem günümüz koşullarına uygun, hem sanatçının her koşulda üretmek arzusunu da gösteriyor.

Buraya filmin fragmanını bırakayım, fırsat bulursanız filmi izlemenizi oneririm.

Dip Not:

Eskilerden bir lale serisi. 

2017'de  lale soğanı alıp, evde saksıda yetiştirmiştim.

Üst köşeden soldan sağa alta gidiniz, büyüyor ve açıyorlar.