18 Şubat Perşembe

Bugün bulutlar çok alçaktı, yağmur yağdı yağacak halli, hatta arada yağdı inceden. Karlar eriyor, yollar açık, kaldırımların basılmayan yerlerinde buzumsu kar kalıntıları, bahçeler, ağaçların üzerleri eridi, biraz çatılarda kar var halen.

* Sabah bir yandan oğlum kahvaltı hazırlıyorum, bir yandan WhatsAap'a bakıyorum - bir arkadaşımızın doğum günü, mesaj yağıyor- derken, az sonra temizliğe gelecek olan S.'nın durumuna gözüm ilişiyor. Dün yeğeninin düğünü varmış, oradan fotoğraflar koymuş. Arıyorum, "hayırlı olsun S. düğün varmış diyorum, evet abla sağol, diyor ve ekliyor, ben de birazdan çıkıyorum. Yok çıkma sen bugün diyorum, annem henüz ikinci aşısını olmadı, biliyorsun, siz dün kapalı mekanda kalabalıktaydınız, bu hafta gelme en iyisi. Fotoğrafları görmesem, öylece gelecek! 

Bunun neresi güzel şey notu derseniz haklısınız, bu fenadan korunma güzelliği olsun.

** Kardeşimle günlük sabah konuşmamızı yapıyoruz. Kardeşim elde kalan ekşi mayalarla yaptığı grisinileri anlatıyor. Annem, bana "sen de yap, bak güzel oluyormuş" diyor. Kızım, "teyze ekmeğin çok güzeldi, yine yapsana" diyor. Ee, ben yapıyorum ya diyorum kızıma, "olsun teyzeminki başka" diyor. Annem kulağıma eğiliyor, "G.'nin ekmeği sert kabuklu oluyor, seninki bana göre daha iyi" diyor.

Telefon aşırı bir çeşit sabah eğlencesidir gidiyor.

*** Öğleden sonra yürüyüşe çıkıyorum, Suadiye'ye iniyorum, bir haftadan sonra. 

Tren yolunun üstündeki yaya köprüsünden geçerken aşağıdan yine tren geçiyor. Dönüşte, bu defa ilerideki alt geçitten geçiyorum, tren istasyona yanaşmakta. 

Bir senedir tek bir defa binmediğim sadece seyrettiğim trenler...

Dip Not:

Son yaptığım ekmek, soğuduktan sonra kesmiş, dolaba kaldırmadan önce kardeşime göndermiştim, bak bakalım, nasıl olmuş?