Sabah pırıl pırıl güneşli bir güne uyandık, sanki dünkü rüzgarlı yağmur başkadır yere yağmış gibiydi.
Kırmızı otobüslerden sonra şehrin bir başka kırmızılı sembolünü es geçmek olmazdı.
Hâlâ çalışan bir telefon kulübesinden daha tarihi bir nesne olabilir mi?
Trafalgar meydanını bir de böyle masmavi gökyüzü altında görün.
Fotoğrafı büyutürseniz sağ taraftaki Saint Martin in the Fields kilisesini ve sol taraftaki Natioal Galery'i göreceksiniz.
Günün müze gezisi hedefi National Galery'nin hemen arkasındaki Natioanal Portre Galeriyi gezmekti.
Üstüne bir de Somerset House'a gittik, oradaki sergilere göz attık ve iç avluya yerleştirilmiş buz pistinde kayanları seyrettik.
Bir Londra günü daha böyle geçti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoşgeldiniz!