Dün gece Japon dizisi Kalbinin Derinliklerinde'nin son bölümünün kalan yarısını seyredip yattım. Çok uzun değildi, 8 bölümlüktü, ayrıca bizim televizyon dizilerinin her bölüm başına düşen acıyla kıyaslanınca, dramatik bir knuyu yormadan, bunaltmadan, gayet usturuplu şekilde anlattığı için takdire şayandı.
Bu sabah uyandığımda yağmurun şakır şakır yağacağını umut etmiştim, oysa çisil çisil yağıyordu. Olsun razıyım, gün boyu dura başlaya sakin sakin yağdı, sokağa çıkınca toprak kokusunu içime çektim, misler gibiydi.
Öğleden sonra mahalle komşum A.'ciğime kahveye gittim. Fındık aromalı nefis kahvesi eşliğinde sohbet ettik. Araya sıcak yaz ayları girmiş, özleşmişiz.
Eve dönüş yolundan, bir apartmanın bahçesinde meleklerin borazanı dolu dolu açmıştı, yağmurun armağanı gibiydi.
bu melek borazanları ne enteresan bir tür çiçiek değil mi? eski apartmanımızın bahçesinde vardı. her gördüğümde şaşırırdım :)
YanıtlaSilay bu sezon tv'deki dizilerin hepsi birbirinden kötü ve yürek kıyıcı olduğundan seyrettiğim bir şey yok. bu japon dizisine başlayayım tez zamanda o halde
Geçen gün ben de gördüm bu çiçekleri ve hemen aklıma sen geldin. Doğrudan hem de. İsmi aklımda boru çiçeği diye kalmış ama. Demek melek borazanları...
YanıtlaSil