Bu sabah da dünkü gibi yağmur sesiyle uyandım, mutlu oldum.
Yağsa yağmur böyle işte, her sabah henüz çoğu insan yeni uyanıyorken, erkenden, yollar boşken, trafik yağmur bahanesine sarılmazken; hayal bu ya...
Bu sabah ilk kahvaltıyı annemle yapmak üzere hazırladım. Kahvaltıdan sonra bir süreliğine eve inmiştim, kızım arkadaşından geldi, kahvaltı yaptı, annanesine bir göründü ve öğlen civarında babannesine gitmek üzere İznik'e doğru yola çıktı.
Bir kaç gündür şöyle güzel bir sonbahar ormanında olmayı çekiyor canım.
Yağmur yağmış, toprak mis kokuyor, yaprakların kimi kızarmış, kimi sararmış, yağmur yağdıkça yapraklar ağaçları terk edip yere düşmeye başlamış, güneş arada bulutlardan sıyrılıyor, ışık şöyle bir parlıyor sonra yine loşluk hakim oluyor, yürürken arada kulağınıza kuş sesleri geliyor, hava serinlemiş, henüz palto havası değil, ama üstünüzdeki kalınca ceketler iyi hissettiriyor.
Fotoğraf 19 Ekim 2013 tarihi taşıyor, tam 12 sene öncesi...
Viyana'da ağaçlar arasındaki güzel bir yolda yürürken çekmiştim.
Bugüne ve orman özlemime denk düştü, ekleyiverdim.
Yıllar önce çocuklarla yaptığımız bir kaç günlük kısa bir geziden kalan anılardandı.
İşin hoş tarafı şu, sanki fotoğrafı ben çekmemişim gibi baktıkça hayran kalıyorum, nedense?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoşgeldiniz!