Ayın son günlerine girerken bir pazartesi sabahına hızla değişen havayla başlamak oldukça sarsıcı bir değişim oldu, itiraf ediyorum.
Sabah pilatese giderken ve dönerken elde şemsiye çisil çisil yağan yağmurun altında yürürken nedense çocukluğumdan kalan "tin tin tinimi hanım" şarkısı kulaklarımda çınladı.
Şimdi mevsim kış sonu olsa, bugünkü gibi bir günü yaşadığımızda "artık havalar yumuşamaya başladı, bahar geliyor" derdik sanırım. Bugünkü tepkimiz, kış ne çabuk geliverdi oldu.
Tuhaf canlılarız, insanoğlu/kızı olarak.
Bugün Fatih Altaylı'nın kanalında Harun Tekin konuk olmuştu. BirGün gazetesinde yayınlanmış Bülent Usta'nın Tekinsiz Gerçeklik başlıklı yazısından söz etti.
Yazıdan bir bölüm şöyle:
"Hayal ile gerçek arasındaki sınırların ortadan kalktığı bu tekinsizlik durumu, gerçekliğin sorgulandığı post-truth çağının en belirgin özelliği. Franco 'Bifo' Berardi, 'The Third Unconscious' adlı kitabında pandemiyle birlikte bu tekinsizlik halinin, psikolojik ve bilişsel bir mutasyona yol açtığını yazmıştı."
Düşünmeme tehlikesinin altını çizen yazının tamamı burada.
Günün meraklısına ne dersiniz? kovaya girmiş midir sizce?
Harun Tekin'in konuşması ne hoştu değil mi? umutvardı. geçenlerde nur sürer beni benden aldı mesela hem türkçesiyle hem de umutsuzluğuyla!
YanıtlaSilÇook, zaten severim yine sevdim. :)
SilNur Sürer bi hoş, karamsar ve yaşlı kesimi temsil ediyor biraz.
Girmemiştir, ama hakkı olanı almıştır. 😎
YanıtlaSilGirmedi evet, onda o göz var mı? :))
Sil