Sabah hava bulutluydu ve gün boyu rüzgar epey sert esti, ama o kadar. Yağabilir denilen yağmur kendini göstermedi.
Günlerden Cuma olunca -ne çabuk geldi yine, bu hafta nasıl da hızlı geçti!- bizim evlerin pazar işleri günün büyük kısmını alıyor. Pazara iki sefer gittim geldim; annem için ve bizim hane için. Sonra da ayıklama, yerleştirme, yemek yapma... derken gün akşam oldu.
Dün yeni bir kitaba başladım "Birbirimize Her Şeyi Söyleyebilirdik" yazarı Judith Hermann'dan daha önce "Yuva"yı okumuş, sevmiştim. Bakalım şimdiki kitap nasıl gidecek?
Balkondaki kaktüsümüz yine açtı, fakat rüzgar sert esmiş sanırım, boynu ağırlığını taşıyamamış, yere düşmüş, solmak üzereydi.
Ömrü zaten bir günlük garibimin, hemen aldım bardağa koydum ki günü tamamlasın.
Kaktüsler bile açıyor değil mi...? Bir günlük ömre rağmen, o güzelliği günlere taşıyan, kayda değer bulan İNSAN'lar, iyi ki varlar...
YanıtlaSilHem de hiç kendilerini sakınmadan açıyorlar ve dünyayı güzelleştiriyorlar.
SilSevgiler, selamlar. :)
ya bu çiçek nasıl bir şey...hayranım ona :)
YanıtlaSilrüzgar var, hava kapalı ama hâlâ sıcak :(
Ben de çok severim kendilerini. :))
SilHava bir süre daha sıcak olmaya devam edecek sanırım. :(
Kaktüslerin o dikenli sert kabuklarından fışkıran bu çılgın ve capcanlı çiçeklere bayılıyorum, bir günlük ömürleri olsa da..Evi şenlendirmiş. :)
YanıtlaSilOn beş gün sonraki yeniayda yine birlikte yazmaya var mısınız? Duyuracağım.
Uzak denizlerden sevgi selam..
Ben de çok severim kaktüs çiçeklerini, bitkinin gövdesine ne kadar zıt çiçekleri vardır. :)
SilElimden geldiğince katılırım, haydi vira diyelim! :))