Sakin bir gündü; hastaneden sonuç alma, doktorla görüşme, diğer doktora sonuç mailleme, annemin yeni döşeğinin gelmesi, eskisinin gitmesi, biraz yürüyüş, öğleden sonra film seyri derken bu günü de çuvala girdirdik.
Etkileyici konusuyla beni içine alan filmde, tam da arkadaşımla aynı noktadaki cümlelerin altını çizdim ben de.
Oyuncular çok başarılıydı, özellikle Tilda Swinton "ikonaklast" olarak nitelendirilen yüz ifadesiyle bu filmin konusuna cuk oturmuştu. Julianna Moore da her zamanki ışıltısını saçmaktaydı.
Film hakkında ek bilgi için künyesi burada.
Kadıköy'de çarşıiçindeki bir binanın girişindeki tabelalar ilgimi çekmişti,
Hemen bir fotoğrafını çektim, sonra baktım ki asıl hazine ilk anda ilgimi çekmeyen kısımda imiş.
Hönönö ne ola ki diye araştırdım, cahilliğime doymayayım!
Meğer bu bir kokteyl imiş ve cin, votka ve archers karışımı içki. bardağın ağzını elle kapatıp masaya bir kez sertçe vurma yoluyla köpüklendirilerek fondip yapılırmış.
beğendin değil mi sen de? ben bugün de durup durup düşündüm filmi. çok etkiledi beni.
YanıtlaSilyalnız "sakin gün" tanımlamana bayıldım. ayol daha ne olsun, bir ton iş yapmışsın yine :)