Mailimi açınca google efendinin satır aralarına reklam sıkıştırmasına sinir oluyorum.
Güya depolama alanı filan kaktırmasıyla yıllık para da ödüyorum kendilerine, ama yine de arada şunun bunun reklamı çıkıyor.
Gıcık bile değil, sinir bozucu da yetmez, ruh emiciler gibi, reklam istemiyorum kardeşim, bir şey arıyorsam ben kendim bakarım, bulurum.
Öfff yani!
Bugünkü hava malum, 38 dereceyi gördük, oturdum kaldım evin içinde, kıpırdamaya korkarak.
İki bölüm Fatih Altaylı yorumlayamıyor izledim, Cem Yılmaz'ı ve Sera Kadıgil'i. Sonra iki bölüm Var Bunlar izleyip, güya gündemin üzerimdeki etkisine biraz pansuman yaptım.
Sıcakta öylece otururken, on sene öncesinden - ne onu, onbeş olmuş, vay vayy!- bir filme takıldım, Eat, Pray and Love.
Film bitince de A.B.D. - İtalya voleybol maçının son setini yakaladım. İtalya yine yıktı geçti, aldı başını gidiyor. Yarın bizim kızların Japonya maçı var, heyecanla bekliyoruz.
Üç sene öncesinden adalara doğru seyreden bir yelkenli manzarası eşliğinde hafif bir serinlik duyar mıyız dersiniz?
bugün pencereden burnumu bile çıkar(a)madım vallahi, bayılır kalırım diye korktum!
YanıtlaSilyazı sevmiyorum demiş miydim ? :P