Dün daldığım anılardan bu sabah İstanbul gürültüleriyle uyanıverdim. Açık pencereden gelen karga gaklamaları, martı çığlıkları, okul servisleri bitmiş olsa da araba sesleri bir önceki sessiz gecenin huzurunu acele tarafından aldı götürdü.
Sabah pilates dersim vardı, yürüdüm ve eve döndüğümde yorgun hissettim. Yürüyerek gidip gelmek bir şey değil de hava ısındıkça o yürüyüşler sonucunda daha uzun süre dinlenmek gerekiyor.
Ayağımı uzatıp oturdum ve biraz Brezilya ile yapılan voleybol maçına dair yorumlara baktım, bir bölüm Prens seyrettim ve ancak o zaman mutfağa giderek yemek yapacak enerjiyi bulabildim.
Günün yemeklerini yazayım, zeytinyağlı kabak, sarmısaklı yoğurt ile ve yanında nohutlu semizotu salatası, ayrıca isteyene çilek ya da kavun.
Dünkü yazıda söz ettiğim palmiyelerin son hali,
Eski albümleri karıştırsam ilk hallerini bulabilir miyim acaba?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Hoşgeldiniz!