Bu sabah erken saatte egzersiz yaparken radyoda çalan günün adına uygun şarkıyı uzun zamandır duymamıştım, sabaha gülümseyerek başladım, The Cure'den dinliyoruz, burada.
Günün devamı hızlı geçti, annemin ilaçlarını yazdırmaya aile hekimine gittim. Yolum o sırada henüz tam açılmamış haftalık pazarımızdan geçiyordu, satıcılar satışa başlamak üzere tezgahlarını düzenliyorlardı.
Doktor, eczane işi bittikten sonra bu defa kurulması tamamlanmış pazara yeniden yollandım ve iki evin haftalık alış verişini yaptım, yerleştirdim.
Ardından metroya atladım Kadıköy'e gittim ve kuzenlerimin en küçüğü ile buluştuk, önce yemek yedik, ardından kahve sohbeti için Baylan'a uğramayı ihmal etmedik.
Akşamüstü poyraz sert esmeye başladığı sırada eve ulaştım ve ısınmak için bir bitki çayı içtim, biraz da 2. sezon Prens seyrettim.
Dünkü Maltepe parkı yürüyüşünden,
Dere kenarındaki sette dikili çalı formundaki bitkiler, ilk kez çiçekli gördüm, adı gravillo imiş.
Prens'in 3.sezonunu iple çekiyorum, başlasın artık :)
YanıtlaSilNeyse ki 2. sezonu yarım bırakmışım, şimdi beklerken iyi geldi. :))
Sil