2 Mart 2025 Pazar

2 Mart Pazar

Bir Günlüğü

Odamın kapısına bir rüya kapanı asmıştım, epey zaman oldu. 
Düş veya rüya kapanı adı verilen elişlerinin kökeninin Kızılderililere  dayandığı söyleniyor. Belki Orta Asya'nın şamanik geleneklerinde de vardır. Bulunduğu ortamda uyuyan insanları kabustan, kötü düşten koruduğu söyleniyor.
Sanırım bendeki etkisi daha geniş kapsamlı oldu, zaten az hatırladığım rüyalarımı hiç hatırlamaz oldum.

Bu konuya nerden mi takıldım?
Ben değil  ortak paydalı bir rüya görmeyi ummayı, sadece rüya görmeyi bile başaramıyorum. 
Ortak rüya eylemi için ancak bir Zeki Müren şarkısı ekleyebilirim, gibi duruyor. 



Bugün Bostancı sahiline indim ve fakat havanın yukarıdaki fotoğrafla hiç ilgisi yoktu. Grinin en koyu tonları güneşi saklamıştı.
Deniz, bulutlar, güneş... gökyüzündeki her şey griydi. 
Bu fotoğrafı geçen pazartesi çekmiştim. 



Yukarıdaki fotoğrafta bir öncekindeki martı nerede, bulabildiniz mi?

1 yorum:

  1. Ah siz de Bir Günlüğü'ne geçmişsiniz. Birazdan ağlayacağım. Bir de emoji koyabilsem gözleri büyük ve dolu olanından. :)))
    Bizim evde o rüya kapanından üç tane var, ikisi Arizona taraflarından hediye gelmişti. Biri girişte dururdu, Coffee'yle her eve giriş çıkışta bir dokunurdum. Biri salonda kitap okuduğum, arada uyukladığım köşemde. Üçüncüsü çalışma odamda, masa lambamın üstünde.
    Rüya görmüyorsanız çok derin uyuyor olabilirsiniz. Bu da sağlıklı bir şey. Ya da belki hatırlamıyorsunuzdur. Görmek ilk yarısı, hatırlamak ikinci. :) Benim rüyalarım genelde sabaha karşı erken saatte uyanıp tekrar daldığım o aralıkta pek zengin oluyor. Unutmamak için defterime yazıyorum. Bu yazı serisinin bana iyi malzeme vereceğine güveniyorum. Rüyaları seviyorum.
    Denizin mavisine bayıldım. Martıysa hep havada...

    YanıtlaSil

Hoşgeldiniz!