Dün gece kızımla albümlere bakıyorduk. Benim çocukluğum, okul yıllarım, şimdi kızımın olduğu yaşlarım elden ve gözden geçiverdi.
Bazısına güldük, bazısında anılar akla geldi hüzünlenir gibi olduk, aa bak o şuna benziyormuş, bu küçüklükte diğerine benziyor konuşmaları yaptık, bu arada kızım bir dolu fotoğraf çekti albümden.
Bugün havanın soğuk ve ıslatıyor oluşunu bahane ettim, biraz da üşendim sokağa çıkmadım, yürümedim.
Bizim buralar dışında İstanbul'un pek çok yerine kar yağmış, biz yine unutulduk. Kar yağsaydı hava ıslak diye bahane etmez, yürüyüşe çıkardım.
Bugün de böyle olsun madem.
Dün apartmanın sıcak su boileri tamir edildi, aman neyse ucuz kurtulduk (parasından değil, tamir işinin uzamasından filan) derken bugün kaloriferimiz yanmayıverdi. Sabaha karşı kazan dairesinde bir vana patlamış, ortayı su basmış, kalorifer hava yapmış derken, ancak biraz önce ısınmaya başladık.
Tam havaya uygun hareketler.
Albümlerden seçmeler,
İlkokul üçüncü sınıfa başladığım gün,
Fotoğrafı babam çekmişti,
Çantanın ve kurdelanın kocamanlığına bakar mısınız?
Çocukluk fotoğraflarına bayılıyorum, aynı gülüş, aynı gözler ve aynı şirin surat :) Hele kardeşinle olan bir tane vardı, o efsane :)
YanıtlaSilKurdeleler hep aile boyu olurdu o yıllarda, çantalar da büyük olsun ki ileri sınıflarda da kullanılsın :))) Kuzenim çocuklarına bütün giysileri bir-iki beden büyük alırdı, garibim büyük oğlan o kadar doğal karşılıyordu ki bunu, bir gün bize geldiler. Ben üniversitedeyim, annem üstümde bir elbisenin boyunu alıyor, kısa mı oldu, uzun mu derken yavrum atıldı, "Uzun yap Nermin Teyze uzun yap, büyüyünce de giysin" demişti :)))
ah bu çantalar...hepimizde aynısı, kocaman :) kurdeleler de helikopter pervanesi gibi :)
YanıtlaSilFotoğraf enfes... Bir de mesajı var, o duruş, elbette çanta; geleceği öngörmüş ve altını bence çok güzel çizmiş:))
YanıtlaSil