Sabah erkenden kumrularımız yine balkon pervazında gezinmeye ve kuğurdamaya başladılar.
Haklılar, havanın bugün yine bahara döneceği iki günden beri hava tahmincileri tarafından söyleniyordu.
Biz de bu havayı kaçırmadık, bir grup arkadaş Kadıköy'de buluştuk, Haliç vapuruna (motoruna) bindik ve Altın Boynuz'da tekneyle yol almanın tadını çıkararak, iki yakadaki iskelelere uğrayarak, son durak Eyüp Sultan iskelesinde indik.
Feshane-i Amire'de yer alan Art İstanbul'da Ahmet Güneştekin'in "Kayıp Alfabe" başlıklı sergisi açılalı henüz iki hafta oldu ve Temmuz'a kadar sürecek.
Bugün güzel havayı bizim gibi fırsat bilen kalabalık sayılacak miktarda hemşehrilerimizle birlikte sergiyi etkilenerek gezdik. hatta bir kaç arkadaşımız daha çoğunu bilmek isteriz dediler ve rehberli turla bir kez daha gezdiler. Biz üç kişi o sırada kafeteryada oturduk, kahve içtik, dinlendik.
Ahmet Güneştekin'in Art İstanbul girişinde yer alan "Göbeklitepe" başlıklı heykeli,
Güneştekin sergisini gezdikten sonra, yine Art İstanbul alanında bulunan Safderun isimli lokantada mutfağımızın lezzetlerinden oluşan öğle yemeğimizi yedik, kahvelerimizi içtik.
Şimdi yeni hedefimiz caddenin karşısına geçmek ve Mustafa Taviloğlu Kolleksiyonunun Galeri Eyüp'te sergilenen bölümünü gezmek.
Bu koleksiyon şehrimizin 7 ayrı galerisinde aynı anda açılan sergilerinde izleyicilere sunulmakta. Biz birincisiyle başladık, kaldı altı sergi gezmek.
Henüz sabah, Eyüp'e doğru yol alıyoruz,
Haliç köprüsünün altından geçmişiz, Sütlüce'ye yaklaşıyoruz,
Uzakta ufuk çizgisinde Haliç girişi belki hayal meyal görünüyor.
Ay yine kimlik istedi, inat bu ya kaçak gireceğim. Şahane bir gün olmuş, daha da şahaneleri gelsin :)
YanıtlaSilLeylakiye Hanım
Yahu nedir bu reva görülen zulüm sana? Artık kabullense seni, anlasa yabancı değilsin, mahallenin sakinlerindesin. Şöyle bir silkelen ey blogger! :))
SilNegzelsin İstanbul. 💙
YanıtlaSilPek gezel pek hoş gendüleri, her daim. :)
Siloh mis gibi olmuş, ne iyi yapmışsın :)
YanıtlaSiliyi oldu valla şekerparem, sen de seversin. :)
Sil