Pazar günüydü sanırım, yürüyüşten dönüyordum, demiryoluna paralel yürüyordum. Her zamanki gibi sola doğru ilerlemek yerine, hiç buradan yürümemiştim, kestirme olur, bakalım ucu nereye çıkacak merakıyla sağa doğru yürüdüm.
O yolun ucunda bildiğim bir sokağın bağlantısının olacağını sanmıştım, yanılmışım. Meğer demiryoluna paralel o patikamsı yolun ucu çıkmazmış, o bildiğim sokağa o yoldan ulaşılmıyormuş.
Kestirme olacağını sanısıyla git-gel yapınca fazladan yürümüş oldum.
Bugün de demiryolunun başka bir kısmındaki paralele saptım, burası bildiğim bir yoldu neyse ki. Yürüdüm ve Feride Geçidine ulaştım.
Geçitteki duvar resimlerini gördüm tekrar, gülümsedim ve fotoğrafını çektim.
Bugünlerde anlamsızca .... diye başlayan bir cümle yazmıştım buraya. Devamını getirmekten vazgeçtim, sildim.
En iyisi kalkıp domates çorbası yapayım.
Feride Geçidinde aşk!
en sevdiğim çorbalardandır, ellerine sağlık şekerparem
YanıtlaSilTeşekkür ederim canikom, kızımın canı çekmiş, emir saydım. :)))
SilDuvar resmi şahaneymiş. Geçidin adı niye Feride ki?
YanıtlaSiliyi ki sordun Leylakcığım. Hüzünlü bir hikayesi varmış meğerse, bugün yazdım.
SilBayılırım aynı hedefe yeni yollar keşfederek ulaşabilmeyi ve bazen de tabii ulaşamamayı. Ne güzel bir duvarmış!
YanıtlaSilDuvar resimleri güzel, ancak geçit olmasının hikayesi kalp burucu biraz.
Silne harika duvar resimi, çook severim!
YanıtlaSilBaşka resimler de var, bugünkü yazıya ekledim. :)
SilHarika bir resim, sıcacık, vicdanlı.
YanıtlaSilGerçekten ne güzel tanımlamışsınız, öyle. :)
Sil